Bugün Antalya'dan sesleniyorum.
Çünkü World Travel Channel'in organize ettiği çok önemli turizm sempozyumunu izliyorum. Sağımda büyük otellerin müdürleri, solumda tur operatörleri ve devletin temsilcileri... Turizmin ustaları... Hedef Başbakan'ın dediği gibi 50 milyon turist ve 50 milyar dolar ya. Bu toplantı da sanki büyük idealin ilk halkası. Olmayacak duaya ne Başbakan Erdoğan ne de turizme yön veren işadamları amin diyor. Tam tersi, 'on yıl içinde Türkiye'yi dünyanın ilk üç turizm ülkesinden bir yapmak' için kararlılar ve buna eminler. İspanya, İtalya ve Amerika Birleşik Devletleri gibi...
Peki World Travel Channel ne istiyor Antalya seminerinde? Özetle tüm turizmcilere 'Bize kapınızı açın. Her yaptığınız güzelliği bildirin' diyor. Birbirinden güzel turizm tesislerimizi dünyaya ama profesyoneller bazında göstermemiz gerekiyor. Bunun için de TV ekranlarından, bilgisayar ortamlarından faydalanılacak. Çekilecek belgeseller belli başlı turizm ve TV fuarlarında pazarlanacak veya dağıtılacak. Dünya şimdiye dek sadece güneşimizi ve denizimizin güzelliğini öğrendi. Bu yolun başı. Daha neler var öğrenecekleri. İşte bunu World Travel Channel yapmaya kararlı. Biliyorsunuz patronu Demet Sabancı Çetindoğan... Aynı Ali Sabancı'nın Pegasus Hava Yolları'ndaki başarısını bu turizm TV kanalında tekrarlamak istiyor Demet Sabancı... Çekilecek filmler dünya standartlarına uygun olacak ve her dilde seslendirilecek. Başında da TV dünyasının iki duayen ismi var. Vahit Alpata ile Şule Bekrioğlu'nu TV dünyasında herkes tanır.
İş sadece otel-motellere düşmüyor tabii ki. Turizm ve Kültür Bakanlığı da yardımcı olmak zorunda. Örneğin Nemrut Dağı'nda güneşin batışı mı çekilecek? İzin vermeli. İşte o zaman Türkiye'nin ne olduğu anlaşılacak dünyada. Her karış toprağımız ayrı bir haber değeri taşıyor. Tarih bizim ülkemizde yazılmadı mı? Dağlar taşlar belgesel fışkırıyor. Kapadokya'dan Efes'e, Pamukkale'den Marmaris sahillerine, Doğu Anadolu dağlarına dek binlerce konu...
Bu arada şunu da belirteceğim. Bu ülkede Mardan Palace gibi bir otel olduğu için gurur duyuyorum. Görmekte, incelemekte çok geri kaldım. Ama yapımında 1.5 milyar doların neden gittiğini gördüm. Burası otel filan değil resmen Osmanlı sarayı gibi... İnanılmaz bir otel. Ayıptır söylemesi dünyayı gezdim, en pahalı otellerde konuk edildim ama Mardan Palas gibisini görmedim. Burası başlı başına bir turizm belgeseli... 'Böyle oteller de var' diye dünya TV'lerinde program olarak göster. Sahibi bildiğiniz gibi Azerbaycanlı can kardeşlerden Telman İsmailov... Yolda görsem, boynuna sarılıp, alnından öperim. Biraz pahalı otel. Zenginler gelsin diye hesap yapılmış. Olsun, kaç genç turizmci kardeşim ekmek parası kazanıyor bu dev tesisten ve kaç kişi mal satıyor.
Sonuç... Demet Sabancı'nın World Travel Channel'i iyi yolda. Üç tarafı denizlerle çevrili, dört mevsimin yaşadığı, her yanı, dağ, ova ve akarsular ile süslü, insanlığın ilk meskeni bir ülkede, turizmci olmak en akılı iş değil midir?