Yazarımız Burcu Erdoğan, yeni yazısında hayatın içinde öğremenin ve yaşamanın kazandırdıklarını paylaştı.

Hayat, beni inişli çıkışlı bir merdivende dolaştırdı. Adımlarım bazen yavaş, bazen hızlı, bazen sevinçle dolu, bazen hüzünle çalkalanmıştı. Bu merdivenlerde edindiğim tecrübeler, içimdeki yolculuğun izlerini taşıyor.Birinci basamağa çıkarken cesaretin, zirveye tırmanırken azmin, inişte ise kabullenmenin değerini keşfettim. Hayatın, beni sürekli bir öğrenme sürecine soktuğunu gördüm. Neşeli anlarda öğrendiğim sevincin, zor zamanlarda elde ettiğim dayanıklılıkla birleştiğini anladım.Bazen hayal kırıklıklarıyla dolu basamaklarda yorgun düşsem de, her bir düşüş beni daha güçlü kıldı. İnişli çıkışlı merdivenlerde kaybolduğum anlarda bile, içimdeki pusulayı takip etmeyi öğrendim. Belki de hayat, bana yolun bir parçası olmanın yanı sıra, kendi yolumu çizmenin önemini de hatırlattı.Her adım, yaşamın bana sunduğu bir ders oldu. Sevdiklerimle paylaştığım mutlu anlarda ne kadar zenginleştiğimi, zorlu süreçlerden geçtiğimde ne kadar büyüdüğümü fark ettim. Bu merdivenlerde, hayatın bana verdiği tüm renkleri, tınıları ve dokuları algılamayı öğrendim.Hayatın inişli çıkışlı merdivenlerinde, tecrübelerim beni ben yapan birer hazineye dönüştü. Her adım, geçmişimle geleceğim arasında köprüler kurmamı sağladı. Ve bugün, hayatın beni getirdiği yerde, içimdeki bilge kadının sesini dinliyor, geleceğe umutla bakıyorum. Çünkü hayat, öğrenmeyi hiçbir zaman durdurmayan büyük bir öğretmendir.

Başarılarla dolu bir dünyada yaşarken, sık sık insan değerini göz ardı etme eğilimindeyiz. Toplum, genellikle insanların değerini maddi varlıklarıyla, statüleriyle ve başarılarıyla ölçmeye odaklanır. İnsanın gerçek değeri, iç dünyasında yatan derinliklerde gizlidir. Her birey, birbirinden farklı yaşam tarzları, deneyimler ve insanlık değerleriyle doludur. Bu değerler sevgi, empati, ve dürüstlük gibi insani özelliklerle ölçülür. Bir kişinin değeri, sahip olduğu maddi varlıklarla veya toplumsal statüsüyle değil, içsel iyilik ve insanlık erdemiyle belirlenir. Her bir birey, bir başka insanın yaşamında dokunduğu izlerle, değerini kanıtlar. Bu nedenle, insanın gerçek değerini hatırlamak, dış dünyanın parlak ışıkları arasında kaybolmadan önce önemlidir. İnsanın gerçek değeri, yüreğindeki derinliklerde saklıdır. Empati, sevgi, merhamet ve paylaşım gibi insanlık değerleri, bizleri asıl anlamda zenginleştiren unsurlardır. Bir insanın değeri, sevgiyle dolu kalbiyle, adalete olan inancıyla, diğerlerine nasıl bir ışık olduğuyla belirlenir. Onun değeri, çevresindeki insanlara ne kadar destek olduğu, ne kadar yardımcı olduğu ve ne kadar paylaşımcı olduğuyla ölçülür. Çünkü insanın en büyük serveti, içsel iyilik ve insanlık duygusudur. Bu değerler, bizlere anlam katar ve hayatımızın gerçek zenginliğini oluştururlar.

Her birimiz, özel yeteneklerle donatılmış birer varlığız ve bu yeteneklerimizi kullanarak dünyada iz bırakma gücümüzü ortaya koyabiliriz. Başkalarına yardım etmek, sevgiyle destek olmak ve empati göstermek, insanın gerçek değerini açığa çıkarır. Çünkü insanlık, birbirimize destek olmak ve dayanışma içinde birlikte güçlenmekle ilerler. Küçük bir iyilik bile, bir kalbin ışığını yakabilir ve bir umut filizlenmesine neden olabilir. Bu yüzden, her birimizin benzersiz yolculuğumuzda iz bırakma potansiyeline sahip olduğumuzu unutmamalıyız. Bugün, toplumun gözünde parlayan değer ölçütlerine kapılmadan, her birimizin kendi ve birbirimizin değerini anlaması hayati önem taşır. Bir insanın gerçek değeri, sadece maddi varlıklarıyla değil, aynı zamanda karakteri, cömertliği ve sevgisiyle ölçülür. Bu nedenle, birbirimize daha derin bir anlayışla yaklaşmalı, birlikte çalışarak ve destek vererek birbirimize güç olmalıyız. Çünkü her birimiz, bu dünyada kıymetli ve benzersiziz ve birlikte, daha büyük bir bütünün parçaları olarak daha güçlüyüz.

Sağlıcakla....