İsrail tarihi boyunca stratejik ilişki kurmaya çalıştığı Kürtlerin Irak'ta bir “Kürt devleti” istediğini gizlemiyor. Bölgede böyle bir devletin "ikinci İsrail’in" kurulması ile, İsrail üzerindeki baskıyı ve yoğunluğu azaltmış olacak. Bu Kürt devleti Akdeniz’e de ulaştığı takdirde İsrail’in Arap olmayan komşusu olacak bir kere. Irak’ın bölünmesi, Suriye’nin bölünmesini daha da kolaylaştıracak. Bu, Türkiye ve İran’ın iç dengelerini bozabilecek bir süreci de beraberinde getirecek. Artan gerilimle birlikte bölge etnik çatışma arenasına dönüşecek. Sonuçta Ortadoğu’nun parçalı yapısı daha parçalı hale gelecek. Bu da İsrail’in bölge siyasetine muarız cepheyi daha da zayıflatacak. Yani, İsrail, kara kaşı kara gözleri için Kürtlere bir devlet kazandırmaya oynamıyor. Bir Kürt devleti kurulması süreci ve sonrasının ortaya çıkartacağı sonuçlara oynuyor. Kürtler, Irak ve Suriye’nin başlıca düşmanıyla –İsrail- ittifak halindedirler ve bunun sonucunda, Büyük İsrail özlemi Kürtlerin ”Sözde Kürdistan” projeleriyle hemen hemen mükemmel bir şekilde uyuşmaktadır. Oded Yinon’un “Büyük İsrail” tasarısına göre, komşu ülkelerin daha iyi bölünebilmesi ve böylece genişletilmiş bir tahakküm planına hizmet edebilmesi için Kürtlerin kullanılması zorunludur. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, “Irak'taki Kürtler bağımsız devlete sahip olmalı. Kürtler, Batı’nın dostu ve bizimle aynı değerleri paylaşan bir halk. İsrail, Kürtlerin bağımsızlık umutlarını desteklemeli” ifadelerini kullandı. İsrail'in toprak anlamında stratejik bir derinliği yok. Bunun için Arap kuşağında, Arapların Araplarla ya da Arap olmayanlarla bir çatışmaya sürüklenmesini istiyor. Kürt isyanına ta başından beri stratejik hesap yapan ve bu kartı Irak, Türkiye, İran ve Suriye'ye karşı kullanan ülke İsrail'dir. İsrail'in bölgedeki projesi, Irak, Türkiye, Suriye ve İran topraklarında bağımsız bir “Kürt devleti” kurdurmaktır. ‘Nil'den Fırat'a İsrail Devleti' 1897′de toplanan Dünya I. Siyonist Kongresi'nde Yahudilere ‘Nil'den Fırat'a İsrail Devleti' hedefini işaret eden modern siyonizmin babası Theodor Herzl, siyasi Kürtçülerle de ilk temas kuran Yahudi liderdi. Herzl bu durumu hatıralarında açıkça dile getiriyor. Türkiye Kürtlerinden Abdullah Cevdet ile bağlantıya geçen Herzl'in bu girişiminden sonra Irak'ın Kuzeyinde Yahudilerin ilgisi artmıştı. Bu bağlamda en önemli temasları İsrail Devleti kurulunca MOSSAD'ın ilk başkanı olacak olan Reuven Zoslanski (1949-1952) yapacaktı. Zoslanski Filistin'de kurulacak Yahudi Devleti için ‘Shiloah' (vazifeli) kod adıyla Orta doğuda çeşitli milletler nezdinde zemin hazırlıyordu. İsrailli yazar Hagai Eshed'in One-Man Mossad: Reuven Shiloah, Father of Israeli Intelligence (Tek Adamlık Mossad: İsrail İstihbaratının Babası) adlı uzun makalesinde belirttiği gibi, Shiloah, İsrail'in ilk 10 yılı boyunca istihbarat servisinin yapılanmasında olduğu kadar, dış politikanın oluşumunda da büyük pay sahibiydi. Reuven Shiloah, 1930′lu ve 40′lı yıllarda yaptığı Ortadoğu gezileri sırasında (1931-1934 yılları arasında Irak'ta yaşar ve Kürtlerle ilişki kurar) edindiği istihbarat birikimini Mossad'ın liderliğini üstlendiğinde yoğun biçimde kullanmaya başladı. Arap dünyasını iyi tanıyordu ve Yahudi Devleti'nin hayatta kalmak için bu dünyayı nasıl düzenlemesi gerektiğini de biliyordu. İyi bildiği işleri başında da, düşman gibi gözüken komşu ülkelerle gizli ilişkiler kurmak geliyordu. Shiloah tarafından geliştirilen bu "çevreleme stratejisi” Başbakan David Ben Gurion tarafından İsrail'in kuruluşundan bugüne kadar politikasının temel ekseni haline getirilecektir Hayfa Üniversitesi Modern Ortadoğu Tarih Bölümü`nden İsrailli Prof. Dr. Amatzia Baram ‘İsrail ve Irak'taki Kürt Sorunu' isimli kitabında, 1963 yılında İsrail İstihbarat Örgütü (MOSSAD) Başkanı General Meir Amit, İran istihbarat örgütü SAVAK'ın başkanı ile görüşerek, SAVAK yolu ile Kürtlere silah gönderme konusunda anlaşıyor. Kürt İsrail işbirliğine İran da dahil olur ve İran üzerinden Irak'ın Kuzeyine geçen İsrailli subaylar burada Kürt peşmergeleri eğitmeye başlar. 8 Şubat 1963′te Baasçılar'ın Irak'ta bir ay sonra da Suriye'de başa geçmesi ve 17 Nisan 1963′de Irak, Mısır, Suriye arasında yapılan üçlü Birlik Antlaşması ile Nasır'ın öncülük ettiği Pan Arabizm fikrinin birliğe hakim olmasını tehdit olarak algıladığı için İsrail Kürt meselesine karışır ve Kürt isyancıları desteklemeye başlar. Şah-Vezir- Piyon 1963’te İran ve İsrail’in iki üst düzey yetkilisi Paris’te bir araya geldiler. İsrail, Kürtlerin kendilerinden yardım istediğini ve İsrail çıkarlarının Kürtlere yardım etmeyi gerektirdiğini, ancak bu yardımı İran’ın onayı olmaksızın yapmak istemediklerini açıkladı. MOSSAD Başkanının bir röportajında ifade ettiği gibi İran Şahını düşündüren bir durum vardı. Kürtlerin girişimini Irak’ı tedirgin etmesinden dolayı onaylasa da, Kürtlerin Irak’ta özerk bir yönetime kavuşması halinde bu durumun kendi ülkesinde yaşayan Kürtleri etkilemesinden korkuyordu. Kürt isyanı kısa vadede her iki ülkeye de yararlıydı. İsrail’e karşı Irak’ın Suriye ve Ürdün’e takviye güç göndermesine engel olurken, bir yandan da İran için çok önemli olan Huzistan’dan ve Arap kıyılarından Irak’ın güçlerini geri çekmeye zorluyacaktı. 1963 Haziran'ında KDP Politbürosu aracılığıyla İsrail ile ilişki kurulur. O tarihte Kamuran Ali Bedirhan vasıtasıyla Paris'te Celal Talabani ile Şimon Peres arasında gizli bir görüşme gerçekleşir. Bu görüşmede Celal Talabani, Kürt peşmergelere ağır silah yardımı yapılması için çağrıda bulunur. Bu görüşmenin ardından Celal Talabani'nin eşi Hero'nun babası İbrahim Ahmed başkanlığında Ömer Mustafa Debabe ve Seyid Aziz Şemzini'den oluşan bir heyetİİran üzerinden İsrail'e gider. Celal Talabani'nin kayınpederi İbrahim Ahmed, MOSSAD başkanı Meir Amit (1963 – 1968) ile de görüşür. Kendisinden bazuka, mühimmat, tüfek, para ve benzeri yardımlar isteri. İran, İsrail'den gönderilen yardımların toprakları üzerinden aktarılmasına izin verir, kapılarını açar. Herhalde İsrail ve İran bu yardımları Allah rızası için yapmıyordu. Bu yardımların mutlaka bir bedeli olacaktı. İsrail açısından Iraklı Kürtlere verilen desteğin iki önemli nedeni olduğu açıktır. Birincisi isyanın sürmesi Irak'ta istikrarsızlık yaratmakta ve Bağdat hükümetini askeri, siyasi ve ekonomik anlamda yıpratmaktır. İkincisi Kürtler, Arap topraklarına sızmakta ve bilgi edinmekte zorluk çeken İsrail'in bölgedeki gözü kulağı olmaktı. İsrail, kurulan ilişkiler kapsamında Kürt istihbarat örgütünün (PARASTİN) şekillenmesine de yardımcı olur. Amaç Irak hakkında İsrail için istihbarat toplamaktı. MOSSAD, Kürt istihbaratçıları yetiştirir. PARASTİN'nin başına da Mesud Barzani getirilir. Soldan Sağa Mossad Başkanı General Meir Amit, Mesud Barzani, İsrail Savunma Bakanı Moşe Dayan, Şemseddin Müfti ve Irak’ın Kuzeyinde Mossad İstasyon şefi David Kron- İsrail Mesud Barzani, "Barzani II” adlı kitabında: "O zaman bir güvenlik ve istihbarat varlığına ihtiyaç duyuldu. Bu örgütün (PARASTİN) kurulması görevi bana tevdi edildi. İlk başta Şekib Akravi, Muhammed Aziz Kadir, Franso Hariri (18 Şubat 2001'de Erbil'de öldürüldü), Fahir Mergesori ve diğerlerinden yardım alıyordum” diye ifade ediyor. İsrail’in yardımlarını öncelikle İran topraklarından geçirip, oradan SAVAK’ın (Devlet İstihbarat ve Güvenlik Örgütü) Kürtlere teslim ettiğini söylemekte yarar var. Araştırmacı Edmond Gharib “Irak’taki Kürt Meselesi” adlı kitabında MOSSAD ve SAVAK’ın ortaklaşa kurdukları Kürt istihbarat biriminin (PARASTİN), elde ettiği tüm bilgileri İran ve İsrail istihbarat teşkilatlarına aktardığını yazıyor. İranlı ve İsrailli müsteşarlar, teknik personel ve subaylardan oluşan dinamik bir teşkilat kurdular. Bu teşkilat, Barzani’ye çalışacaktı. Müsteşarlar yönetimde üç ay kalacak ve Tahran’daki MOSSAD yetkilileri periyodik olarak onları ziyaret edeceklerdi. Bunun yanında başkan yardımcıları, İsrail ordusundan tümgeneral rütbesindeki subayların da ziyaretleri olacaktı. Sağ Başta Mesud Barzani, İsrail Genel Kurmay Başkanı Rehavam Zeevi (Beyaz T-Shirtli, gözlüklü), Babası Molla Musta Barzani (Ortada) ve İsrailli Askeri Uzmanlar İle birlikte-Irak’ın Kuzeyi. İsrailli yazar Benjamin Beit Hallahmi ise “The İsrael Connection: Who İsrael arms and why / İsrail bağlantısı: İsrail Kimi Neden Silahlandırıyor” adlı kitabında Barzani ile İsrail arasında ki bu gizli ilişkiyi şöyle anlatıyor: “Irak’taki Kürtler her zaman İsrail’in ilgi alanı dahilindeydi… MOSSAD’ın Kürtlere desteği 1958’de başladı. Askeri danışman, silah ve cephaneyi kapsayan daha geniş çaptaki yardım ise 1963’de uygulamaya kondu. Ağustos 1965’de İsrailli askeri uzmanlar Kürt peşmergeler için Irak’ın kuzeyinde dağlık bir bölgede eğitim kampları oluşturdu. Haziran 1966’da Başbakan Levi Eschol, Kürt yetkililer ile görüşmeler yaptı. 1967 Arap – İsrail savaşı sırasında Kürtler İsrail’in de teşviki ile Irak Hükümeti’ne saldırılar düzenlediler ve Irak ordusunun diğer Arap ülkelerine yardım etmesini engellediler. Savaş sırasında Mısır ve Suriye birliklerinden ele geçirilen Sovyet yapımı silahlar Kürtlere verildi. Her ay İsrail tarafından yaklaşık 500.000 dolarlık bir para yardımı da Kürt peşmergelere ulaştırılıyordu. Molla Mustafa Barzani önce 1968 ve 1973 yıllarında İsrail’i iki kez ziyaret etti.” İsrail Eski Başbakan'ı Menahem Begin'in, İsrail'in Kürtlere Para, Silah ve eğitim Sağladı! İsrail'in Kürt isyancılara giderek artan desteğinin en sembolik göstergelerinden biri Eylül 1968′de Mesud Barzani'nin babası Molla Mustafa Barzani'in İsrail'e yaptığı ziyaret olarak gösteriliyor. Barzani kendisini kabul eden İsrail Savunma Bakanı Moşe Dayan'a hediye olarak bir ‘Kürt Hançeri' ile birlikte Türkmen şehri Kerkük'ün petrol rafinerilerinin nasıl vurulabileceğinin planlarını da veriyor. Barzani, İsrail ile ilişkilerinin devamında 1973′te İsrail'e ikinci kez ziyarette bulunuyor. Kürtçe konuşan çocukluk arkadaşı Irak Yahudilerden 1950′den beri İsrail'de yaşayan David Gabayi'nin evinde kalıyor. Saklanan bu ziyaretler, 28 Eylül 1980 de İsrail Başbakan'ı Menahem Begin'in, İsrail'in Kürtlere para, silah ve eğitim sağladığını ilk kez açıklaması ve 29 ve 30 Eylül tarihli İsrail gazetelerinin Barzani'nin 1960larda ve 1970li yılların başlarında İsrail'e birkaç gizli ziyaret gerçekleştirdiğini yazmaları üzerine su yüzüne çıkar. Şubat 2004'te Radikal Gazetesinden Murat Yetkin'in sorularını yanıtlayan İsrail Dışişleri Eski Müsteşarı Alon Liel de 1960′larda, 70′lerde Mesud Barzani’nin Molla Mustafa destek verdiğini gizlemiyordu. MOSSAD Generali Sagi Chori: Barzani’yi Biz Eğittik Kürtlerin İlan Edilmemiş Genelkurmay Başkanı MOSSAD Generali Sagi Chori (Sağda Geleneksel Kürt Kıyafetiyle) ve Molla Mustafa Barzani-Irak’ın Kuzeyi 1960’lı yallardan itibaren İsrail istihbarat Servisi MOSSAD’a bağlı olarak Irak’ın Kuzeyinde görev yapan General Sagi Chori, Kürt devletinin kendi projeleri olduğunu söyledi. Irak’ın Kuzeyinde Kürt isyanlarına komutanlık eden, savaş planlarını bizzat kendi eliyle yapan Chori İsrail-Kürt dergisinin 2010 Nisan sayısındaki röportajında, “Peşmergeleri eğitmek için uçakla İsrail’e bizzat ben götürdüm. Kürtlere savaşmayı ben öğrettim” diye belirtti.