Yazarımız sıddık Bey, yeni yazısında Tv porgramlarında işlenen konular ile toplum değerlerine ve yozlaşan topluma vurgu yaptı.

Merhaba sevgili okurlarım,

Günümüz gençliği, doğrudan söylemek gerekirse, raydan çıkmış durumda. Geçenlerde bir televizyon programında, toplumun bozulduğunu, özellikle gençlerin hatta genç kızların kavgalarından, küfürlü konuşmalarından bahsediyorlardı. Neredeyse komik olmasa, televizyonun karşısına bir ayna tutmak geldi aklıma ama Zeki Müren bizi görmüyor maalesef.

Her gün televizyon programlarına bakın, saymakla bitmiyor. Ele alınır bir tane program yok. Sabahları hemen her gün, magazin programları ile ünlülerin birbirine girmiş ilişkileri ve hayatları gözümüze sokuluyor. Kim izliyor bunları? Önce anneler, babalar, sonra gençler. Yani herkes izliyor. Zaten başka bir şey izlemek isteseniz de başka bir şey bulamazsınız. Sadece belgesel izleyebilirsiniz ama o da kimsenin ilgisini çekmiyor, insanların ünlülerin yaşamı kadar.

Sadece magazin programları mı? Son zamanlarda çekilen filmlere bakınız, hepsi küfürlü, hem de alenen küfürlü ve bu küfürler normal hale getiriliyor. Gençliğin ne hale geldiğini anlamak isterseniz, arama motoruna "Küfürlü ve de komik film önerir misiniz?" yazın ve ilk sonuçlara bakın. Bu şekilde öneri isteyenlerin kimler olduğunu ve sorularını göreceksiniz.

Peki bununla sınırlı mı? Hayır, bizim ünlü dediğimiz ve dinlerken kahkahalarla güldüğümüz insanlara bakın. Stand-up şovlarında küfürler duymamanız mümkün değil. Artık bazıları iyice azıttı ve insanlar da bir tuhaf. Eşi, kızı, nişanlısı, sevgilisi yani kız erkek, üste para verip küfür ile rencide olmaya gidiyor. Üstelik marifetmiş gibi "sıçış hikayesi" diye yediği haltları anlatıyor. Maalesef iğrenç bir durumun içindeyiz. Yozlaşma almış başını gidiyor.

İşte, gençlerin bu kadar küfürlü konuşmalarının sebebi sevgili televizyon programcılarım, sizlersiniz. Sorunu başka yerde aramayın. Filmler, müzikler, diziler ve sosyal medya içerikleri gençler üzerinde en büyük etkiye sahip. Bu platformlarda sıkça duyulan küfürler, gençlerin dilinde dolanıyor. Zaten gençler, o yaşlarda ifade özgürlüğü ile kendilerini ifade etmeye çalışma evresinde oluyorlar. Televizyonlarda izlediklerini rol model alıyorlar ve bunları taklit etmek popüler kültür ve moda olmaya başlıyor. Neticede sonuç bu oluyor. Televizyonun etkisinde kalmayan aile üyeleri ve öğretmenlere çok iş düşüyor, düzgün ve topluma faydası olan gençlerin yetişmesinde.

Son olarak, bir anekdot olsun diye bahsetmek istiyorum: Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek gerekir. TRT dizi ve filmlerine bakın. Açıkça yazdığım için özür dilerim ama öpüşmeden, sevişmeden yapılan filmler de reyting rekoru kırabiliyor. Bu sebeple toplumu düzeltmek ya da özünü kaybetmeyip hatırlatmak için emek verenlere sonsuz teşekkürler.

Kalın sağlıcakla.