Sizce edebiyatı hep yaşça büyük insanlar mı yapar? Dikkat ederseniz toplumumuzun büyük bir kesiminde şöyle bir anlayış vardır. Edebiyat, belirli yaşa gelmiş insanların yapabileceği bir iştir halbuki öyle değildir. Edebiyat herkese kollarını açar.
Belki de bu yüzdendir okuma oranlarımızın bu kadar düşük olması. Edebiyatı, okumayı hep yaşça büyük insanların yapabileceğinin sanılması. Belki yaşça büyük insanların çoğunluğu edebiyatla uğraşıyordur ama bu illa yaşça küçük olanların edebiyatla uğraşamayacağını içermez.
 
            Yıl 1887, Ahmet Mithat Efendi’nin çıkardığı Tercüman- Hakikat gazetesine bir roman gönderilir. Romanın adı ‘’Şık’’ ve yazarı da Hüseyin Rahmi Gürpınar dır. Hüseyin Rahmi bu romanı yazdığı yaşı çok gençti. Ahmet Mithat Efendi de Hüseyin Rahmi’nin yaşını duyunca oldukça şaşırır hatta bu romanın Hüseyin Rahmi’nin yazdığına başta inanmamıştır.
 
            Merak ettiğim sorulardan birisidir bu. 1887’de birileri çıkıp ta ben bu genç yaşında roman yazdım diye biliyor da 2011 yılında neden kimse bunu yapamıyor? Artık teknoloji çağındayız. Sanal kitaplar var. Tek bir tuşla telefonunuza bile kitap indirebiliyoruz ama oturup bir gencimizde ben kitap yazdım diyemiyor.
 
            Bir arkadaşa rastladım internet üzerinde ‘’Türkiye’nin en genç yazarı’’ demiş kendine. Bir blog üzerinde yazılarını bir kitap da toplamış, bu kitabı piyasaya sürerken de ‘’Türkiye’nin en genç yazarı ‘’ demiş. Kusura bakmasın ama bir kişi araştırmadan etmeden bu tür laflar etmesin.
 
            Eğer işin sadece yaş boyutuna bakıyor isek ‘’Türkiye’nin en genç yazarı’’, Marmaris’de bir Anadolu lisesinde okuyan Rana Demiriz dir. Rana’yı bu yaşında bu tür bir işe kalkıştığından dolayı tebrik ederim. Lakin işin bir de şu boyutu var. Hiç Ecem Yıldırım ismini duydunuz mu? Ben şunu söylüyorum ki üzülerek de söylüyorum ayrıca ismini bu sene duydum.
 
            Büyük ihtimalle o ismi duymadınız? Neden çünkü medyada yerel ve sanal da bile dahil ismi çok duyulmadı. Birileri ben’’ Türkiye’nin en genç yazarıyım’’ derken o sesini bile çıkarmadı. Neden? Çünkü böyle laflara gerek bile yoktu. Onun kitapları Türki Cumhuriyetlerinde okunurken, bırakın ‘’Türkiye’nin en genç yazarıyım’’ demeyi ‘’Türki Cumhuriyetlerinin en genç yazarıyım ‘’ bile demedi. Bir tane değil bir sürü kitap yazdı.
Ucuz Keman, Dertli, Hayat Güzeldir, Küçük Kelebek, Serçe ile Güneş, Sevgili Anneciğim, Yağmurla Gelen, Balık Adam, Kara Tren, Ada’nın Giysisi, Ada’nın Dostu, Deniz Krallığı, İki Arkadaş, Uçurtma
Yukarıda tam 14 eser saydım. Başta sizde Ahmet Mithat Efendi’nin Hüseyin Rahmi’ye şaşırdığı gibi şaşıra bilirsiniz. Çünkü kendi adıma söyleyeyim ben şaşırdım. Bir lise öğrencisinden – şimdi üniversiteye başladı- bu kadar eser beklemezdim. Eserler hikâye olsun, roman olsun, şiir kitabı olsun bu kadarı pek sık rastlanan bir durum değil.
 
            Çocuk edebiyatı, çok zor bir alandır ve en önemli alanlardan biridir. Çünkü bir çocuğa okuma alışkanlığını başlattığımız zaman onun gerisi gelir. Bizim sorunlarımızdan biri de bu çocuklarımıza bu alışkanlığı başlatamamamız. Yukarı da bahsettiğim gibi halen birçoğumuz edebiyatın büyüklerin işi olduğunu savunur lakin buyurun size örnekler. Hatta çıkıp ‘’ ben Türkiye’nin en genç yazarıyım’’ diyebiliyorlar.
 
           
            Dergilerde, gazetelerde yazılarım yayınlanırken o ‘’Türkiye’nin en genç yazarını’’ takip ederdim. İnternette yazılarımın yayınlamasını saymıyorum bile çünkü dergilerde ve gazetelerde yazılarım daha sonraki yıllarda başladı. ‘’Türkiye’nin en genç yazarını’’ nın yazılarını dergilerde, gazetelerde nedense göremedim sadece internette gördüm ama ‘’Türkiye’nin en genç yazarı ‘’ olduğuna göre mutlaka vardır matbu yerlerde yayınlanan yazıları ben bulamamışımdır. Bu kişinin o meşhur kitabı yayınlandığında aynı zamanlarda benimde bir çalışmam piyasaya çıktı. Çalışma diyorum çünkü ben ona kitap demem değil de zaten. Oturup kitap okumayan popülarite meraklısı gençlerin en azından bir şeyler okuması için yapılmış bir çalışmaydı. Araştırmalar ürünü bir çalışmaydı. Popülarite meraklısı gençlerin nasıl kitap okumasını sağlarız çalışmaları sonucunda çıkan bir üründü. Hemen hemen aynı zamanlarda piyasaya çıktı iki çalışmada. Hatta iki çalışmayı karşılaştıran arkadaşlarım oldu. O sıralarda yazılarımı yayınlayan dergiler, gazeteler haber yaparken ‘’Türkiye’nin en genç yazarı’’ diye haber girdiler. Ben kaldırılmasını istedim. Çünkü bu çok iddialı bir laftı. Lakin birkaç gün sonra televizyonu bir açtım ki ‘’Türkiye’nin en genç yazarı ‘’ başlıklı bir haber yukarda bahsettiğim o kişiyi anlatıyorlar. Güldüm sadece. Birileri çıkmış internet üzerinden yazılar yazmış sonra bunu kitaplaştırmış. Belki para verip kitaplaştırmış onu bilemeyiz ama birine gerçekten bir yazar diyebilmemiz için birkaç eseri ile kendini bu piyasa da kanıtlamış olması lazım ve yaşı ile bunu birleştirdiğimizde gerçekten ‘’Türkiye’nin en genç yazarı ‘’ olması lazım.
 
            Marmarisli Rana, erken yaşta başarılı bir işe imza atmış umarım devamı gelirde ‘’Türkiye’nin en genç yazarı ‘’ unvanını gerçekten o alır lakin ama bu unvanı şu an gerçekten hak eden bir isim varsa o da Ecem Yıldırım’dır.  Genç yaşında birden fazla eser ile kendini kanıtlamış kişidir bana göre ‘’Türkiye’nin en genç yazarı ‘’.
 
            Ecem Yıldırım’ın kitaplarını Birleşik Yayın Gurubu’nun eserleri arasında bulabilirsiniz.