Yazarımız Köyün Delisi yeni köşe yazısı ile sizlerle

Daha önceden aynı isimle yazılarımı takip edenler bilirler, siyaset yazmayı severim. Ama daha çok sevdiğim Anadolu Aşıkları gibi karşılıklı tatlı atışmalardır. Kendime böyle bir rakip ararken sitemiz yazarlarından ilk yazılarını okumaya başladığım andan itibaren dikkatimi çeken “Sıddık” bey oldu. Tam atışmalık karşılıklı paslaşmalık biri heralde diyerek bugün o’nun “ AK Partiye neler oluyor” yazısı üzerine Atışmaya geçeceğim. 

Esasında yazıyı çok uzatmadan Milliyetçi Harekat Partisi Lideri Sayın Devlet BAHÇELİ’nin sözü ile sonlandırabilirim ama biraz yazmakta da fayda var. Ne demişti MHP lideri “ Biz iktidarın ortağı değil, destekçisiyiz”

Ve bu mihvalde 15 temmuz hain darbe girişiminden bu tarafa beraber hareket ettiği  AK Parti ile aralarındaki ilişkinin muhteviyatını açıklamış oldu. Kişisel menfaate dayanmadan Devlet ve Millet menfaat ve hayrında birleşme.
Tabi %1 ile kazanılan sistemde (%50+1) her bir ferdin oyun kıymeti var iken % 12 civarında oyu olan bir partinin genel başkanı için çok mütevazi ama reel de de doğru bir söz.
MHP nin AK Partiye desteğinden sonra yıllardın cici, güzel diye sevecen duranlar ne kadar çirkin tavırlar ve hakaretler içine girseler de  hatta Devlet Bey Cumhur Başkanlığı yardımcılığını kaptı gibi aslı olma ihtimali olmayan iftiralar çarşaf çarşaf gazete ve sosyal medyada dolaşırken Bırakın Cumhurbaşkanlığı yardımcılığını 17 bakanlıktan birtanesini bile talep etmemiştir.

Oysa ki karşı mahalledeki takımın oyuncuları %1 bandında oyu olmayanlar yazılı sözleşmeler le bakanlıklar pay edilmiş hatta Daha birkaç yıl önce “Gerici-Yobaz-Atatürk düşmanı) dedikleri şahısların partisine 1 vekil çıkarma kudretleri yokken Mecliste gurup kurduracak kadar kontenjan vermişlerdi.
Yine bir siyasi lider olan İYİ Parti liderinin dediği gibi “Cumhur ittifakı etle tırnak gibi bir düsturu- amacı olan bir birliktelikken- Millet ittifakı menfaatlere dayanan bir oluşumdur.) Bunu o yapının büyük ortaklarından bir lider söylüyor.

Gelelim yerel seçimlere,AK Parti ile MHP seçimlerden 3 ay önce görüşmeye başlamış nereler de İttifak nerelerde bireysel veya rakip çıkacaklarını konuşmuşlar ve bunu kamuoyu ile paylaşmışlardı. Bu konular konuşurken Büyük Birlik Partisi ile konuşuldu mu bilemem ama duyumlarımızda konuşulduğunu Bir veya Birkaç büyükşehirde BBP nin adayının desteklenmesini talep ettiği AK Parti cephesinin de buna sıcak bakmadığı duyumlarımız arasında.

Bu güç zehirlenmesi değil çoğun azı takip etmesinin eşyanın tabiatına tersliği ile alakalı bir kuramdır. Bölgemiz Alanya kuramında ise CHP –İYİ parti-MHP ve AK Parti nin aday çıkarmasının çok akıllıca olmadığının kanaatinde olduklarını düşünüyorum.

Birde yerelden genel devlet politikasına bakarsak 22 yıldır iktidar olan bir partinin seçmeninin hala Faşizan bir tavırla aşağılanmasına AK Parti gibi dev bir yapının hoş görüsünden başka birşey ile açıklanmasının olmadığı kanaatindeyim. Her daim ispata ihtiyaç olan devlette kadrolaşıyorlar feveranlarında şöyle bir denklem yapalım, Bugün Milli eğitim çalışanlarından oylama yapsak sizce AK Parti mi, CHP nin olduğu kanat mı birinci çıkar. Bunu Sağlık çalışanlarını veya Maliye bakanlığı çalışanlarını da ekleyelim sonuç değişir mi soralım. Bu çalışanların şuan itibari ile %75 i 22 yıllık Beğenmedikleri AK Parti döneminde işe girmişlerdir. Ak parti Partizanlık adamcılık yapsa kusuruma baksınlar onların hiçbiri oraları hayallerinde bile göremezdiler. Bu Ülkede tektip memur 80 yıl boyunca kollandı işe alındı, 
Şimdi beni AK Parti avukatlığı ile suçlayanlara bakın gerçekler can acıtır ama söylenmesi gerekir bakın; 

1991 seçimlerinin ardından kurulan DYP-SHP ve DYP-CHP Hükümetleri döneminde özellikle SHP-CHP'li bakanlar büyük bir kadrolaşma gerçekleştirdi. Bu hükümetlerde görev yapan Adalet Bakanları Seyfi Oktay ile Mehmet Moğultay'ın kadrolaşması ise Moğultay tarafından itiraf bile edildi.
Dönemin Adalet Bakanı Mehmet Moğultay ise partisinin il kongresine yaptığı konuşmada kadrolaşmayı itiraf ederek, "Evet, hükümetten sınavlı beş bin kişilik kadro çıkarttım. Doğu'dan Güneydoğu'dan gelen insanlar aç mı, işsiz mi kalsın? Bu kadroları örgütüme vermeyip de milliyetçilere mi verseydim? Seyfi Oktay ve benim dönemimde de iki bin hakim aldık. Bu aldığımız kadrolar, ileride yeşerecek demokrat insanlardır. Yaptığım suçsa işlemeye devam edeceğim. Ben yılmayacağım, bu makamı da terketmeyeceğim" dedi.
İşte güç zehirlenmesi budur ve bu zehirlenme 22 yıllık tedavi ve perhize rağmen tüm hazımsızlığı ve o günlerin özlemi le yanıp tutşmakta ve o günlere dönmek için kimle neile ne şartlarda olursa olsun beraber yürümeye de hazırdır.
Ve çok uzattım bu Ülkenin ne kadar hakaret edilseler de AK Parti etrafında toplanan aynı görüşün devamı partileri destekleyen kişilere çok şey borçlular, Allah muhafaza onların tercihlerinin şuandaki durumları belli( Karışıklık olarak) Ülkemizin daha farklı bir tarafı olmazdı.
Ben peşinen teşekkür edeyim, Aklıselim düşünen kendi menfaatini Devletinin- Milletinin menfaati önüne koymadan sandığa giden tüm Yurttaşlarım iyi ki varsınız.
Selam ve dua ile