Yazarımız Burcu Erdoğan yeni yazısında güven inşa etmenin hayati önemine dikkat çekti.
Günümüzde verilen sözlerin değeri, eskisi gibi sağlam temellere oturmuyor. Her yanımız, boş vaatler ve kırık dökük umutlarla dolu. İnsanlar, birbirlerine verdikleri sözleri tutmak yerine, keşkelerle dolu bir dünyada kaybolup gidiyorlar. Artık "söz vermek" kavramı, sadece bir ritüelden ibaret gibi görünüyor; içi boş bir kabuğa dönüşmüş durumda. Ne zaman birine söz versek, o söz artık bir rüzgar gibi savrulup gidiyor, geride yalnızca keşkeler kalıyor. Geçmişin derinliklerini düşündüğümüz de, kaybolmuş umutlarımız ve unutulmuş sözlerimizle yüzleşiyoruz. Bir zamanlar verilen sözler, insanların birbirine olan güvenini simgelerdi. Şimdi, bu güven, her bir keşkenin ardında kırılıp dökülen bir cam parçası gibi, bir daha asla eski haline gelemeyecek şekilde parçalanıyor. Malesef verilen sözlerin arkasında durmayı unutmuş gibi görünüyoruz. Verilen sözlerin unutulmuşluğu, yerine getirilmemesi yüreklerimizi paramparça ediyor. Tabii bu durum kişiden kişiye de farklılık gösterebilir diye düşünüyorum.. (?)
Geleceği inşa etmek yerine, geçmişteki hataların gölgesinde yaşamak, insanların potansiyellerini tüketiyor. Verilen sözlerin değerini yitirmesiyle birlikte, geleceğe dair umutlar da solduruluyor, "umutsuzluk karanlığı" daha da kalınlaşıyor. Yapılan hatalar, kaybedilen fırsatlar, ertelenen umutlar... İnsanın içini kemiren bir boşluğa dönüşüyor. Birbirimize olan "Güven" 'i kaybediyoruz.. Bir zamanlar, verilen sözler insanların arasında sağlam bağlar kurar, güvenin temelini oluştururdu. Ancak günümüzde, bu bağlar kırılgan bir hal almış durumda. İnsanlar arasındaki güven, verilen sözlerin yerine getirilmemesiyle yara alıyor ve bu da kalplerimizi derin bir hüzne boğuyor. Her bir söz, bir umut taşır içinde. Verilen sözler, bu umutların ışığıdır. Ne yazık ki, bu ışık sık sık sönmekte ve gölgeler ardında kaybolmaktadır. Unuttuğumuz değerlerimize baktığımızda birinin verdiği sözü tutmaması, insanların kalplerinde derin bir yara bırakır. Sadece bir hayal kırıklığı değil, aynı zamanda bir ihanet duygusunu da beraberinde getiriyor. Bu ihanet duygusu, insanların birbirlerine olan inancını sarsıyor ve onları yalnızlık duygusu içinde bırakıyor.
Vermiş olduğumuz sözlerin değerini yitirmesi, sadece bireylerin değil, tüm bir toplumun duygusal dengesini alt üst ediyor. İnsanlar artık birbirlerine kuşkuyla bakıyor, her sözün arkasında bir neden arıyorlar. Bu da ilişkilerin, iletişimin ve toplumsal dayanışmanın zedelenmesine neden oluyor. Belki de en acı olanı, bu güven krizinin çözümsüz gibi görünmesidir. Güveni yeniden inşa etmek, zaman alır ve sabır gerektirir. Fakat bu mümkündür. İnsanlar, verilen sözlerin değerini tekrar keşfedebilir, birbirlerine olan inançlarını yeniden canlandırabilirler. Belki de bu güven krizi, bize verilen sözlerin ne kadar kıymetli olduğunu yeniden hatırlatmak için bir fırsattır. Her birimiz, verdiğimiz sözlerin sadece kelimelerden ibaret olmadığını, bir bağın temelini oluşturduğunu idrak etmeliyiz. Bu bağ, birbirimize olan güvenimizin ifadesidir ve onu güçlendirmek için adımlar atmamız gerekiyor.
Verilen sözlerin arkasında durmak, sadece bir görev değil, aynı zamanda bir onurdur da. Bu, karşımızdaki insana duyduğumuz saygının, sevginin ve değerin bir ifadesidir. Bu değerli bağı korumak, zaman zaman zorlayıcı olabilir. Hayatın getirdiği zorluklar, sözlerimizi tutmayı bazen zorlaştırabilir. Bizi asla verdiğimiz sözlerden vazgeçmeyecek kadar güçlü kılmamalıdır. Güvenin yeniden inşası, birlikte hareket etmeyi gerektirir. Her birimiz, kırılan güven bağlarını tamir etmek için elimizden geleni yapmalıyız. Bu, bazen özür dilemek, bazen affetmek, bazen de yeniden güvenmek demektir. Her durumda, bu adımlar, güvenin inşası için önemli birer basamaktır.
Güven, insan ilişkilerinin temelidir ve bu temel, ancak birlikte çalışarak sağlamlaştırılabilir. Her birimiz, bu temelin sağlamlığını korumak için adımlar atmalıyız. Verdiğimiz sözlerin değerini ve önemini kavramalı, birbirimize olan güveni yeniden inşa etmek için kararlılıkla ilerlemeliyiz. Çünkü güven, insan ilişkilerinde yaşamın temel taşıdır ve bu taşı sağlam tutmak, her birimizin sorumluluğudur.
Verilen sözlerin her daim tutulması dileği ile...
Sağlıcakla..