Bu tuhaf gibi gelen başlık esasında çok sevdiğim bir aile büyüğümün yıllar önce Ölmeden önceki son haftalardaki tekrarladığı bir kelimeler topluluğuydu.Bu büyüğümüz devletin üst kademelerinde çalışmış kendini ilmen yetiştirmiş,Aynı zamanda Fiziğine de dikkat eden devamlı spor yapıp vücut çalışan bir kişilik idi.
Hastalandı O zamanlar Alanya’mızda tedavisi mümkün olmadığı için Ankara’ya götürüldü geriye getrildiğinde bedenen bitmiş bir halde idi.Rahmetli son günlerinde aralıksız olarak Dün-Bugün-Mukayese-Ziyan kelimelerini arka arkaya bize anlamsızca gelen bir şekilde tekrarlıyordu.Son günlerinde ziyaretine gelen bir çocukluk arkadaşı ayrılırken bize anlamsız gelen kelimeler topluluğunu açıkladı,

Dününüze bakarak,Bugününüzü mukayese edin,dünde kalırsanız ziyandasınız manasını taşıyordu.

Düne bakarak bugünü mukayese etmek.Tüm ömrünü nerede ise tamamlamış bir bedenin son nasihatini yaşayanlara vermesi.
Hatırlayalım son olarak dünü ne zaman hatırladık.Bugünümüzle ne zaman mukayese edip Kar zarar muhasebesi yaptık.
Ben yine lafı evirip çevirip siyasete dayayacağım.Ülkemizin dününü nekadar çabuk unutup bugüne söver olduk.
Bakın hatırlatayım Yıl 2000 Rahmetli babam evde rahatsızlanınca hastaneye götürdük,Alanya Başkent hastanesine götürdük çünkü Devlet hastanesinde kalp doktoru yoktu Başkent hastanesinde acilde bakılan babam alet edavat yetersiz olduğu için acilen Antalya tıp fakültesine sevk edildi ama bir sorun vardı,Devlet bu emeklinin sevkiyatı için ambulans vermiyor,vermek istesede doğru dürüst çalışacak ambulans yok.Biz hastamızı 2000 yılında 300,000 lira vererek(Bu günkü para 300 lira) Sevk ettik.Antalya fakültede bizi bir sürpriz bekliyordu bu emekliyi 400,000 lira para veya karşılığında senet imzalamzsak almıyorlardı sebebi o zamanlar Bağkur ve emekli sandığının fakülteler ve özel hastaneleri karşılamıyor olması idi.Babam 20 saat sonra o hastanede hayata gözlerini yumdu.Bizde cenazesini 4,000,000 (4 milyon) (4,000)Liralık senet imzalayarak aldık.Takip eden ayda o borcu ödedik.Kısacası babamızın ölümüne bile üzülücek zaman bırakmadılar.
Bu dündü.Ya bugün.
Her hastanenin önü ambulans dolu bunun yanında 112 acil her aloda son sistem aletler ve insan gücü ile hemen yanınızda ama Bizim hastamız gibi çok acil hastaların kara yolu ile sevkiyatı yasak ozaman Hava yolu ambulans helikopter devreye giriyor.Sizce aradaki fark sadece 13 yıl mı?13 yüz yıl mı?

Zihinsel ve bedensel özürlü ve veya yatalak hastası olanlar o zamanlar ya utanç vesilesi yada büyük bir maddi veya manevi yüktü.Zihinsel engelli hastası olanlar hastalarını ya toplumdan saklar yada bırakıverir rezil edilirlerdi.Yatalak hastası olanlar da maddi ve manevi bir yükün altında ezilirlerdi.
Bu dündü. Ya bugün..
Bu gün devlet zihinsel engelli kardeşlerimizi özel rehabilite ve eğitim kurumlarında eğitilmesini mecbur koydu.Bu özel merkezlerin bedelini devlet ödemekle o kardeşlerimize bakmakla yükümlü ailelere belli oranda aylık bağladı,Aynı doğrultuda kurul raporu ile yatalak oladuğu tespit edilen hastalara bakan kişilere devletimiz bakım ücreti adı altında aylık vermekte. Aradan 13 yıl mı? 13 Yüzyıl mı geçti?

Bizler Şehirler arası yolculuk yapacağımızda çok düşünürdük hatta Antalya Alanya yolunun adı ölüm otoyoluna çıkmıştı,Demiryolları zaten bir komedi idi 1930 larda yapılan yatırımla kalmış sadece hatıra 10, yıl marşı söylenirken geliyordu (Demirağlarla ördük ana yurdu birbaştan)
Bu dündü.Ya bugün…
Sadece Alanya Antalya arasındaki değil tüm Türkiye baştan başa bir eksiksiz yol tamiratı değil baştan Bölünmüş yollarla donatıldı.Tüm türkiyede ki demiryolları toplam uzunluğu %30 artırılmakla beraber tamamen yenilenilerek son teknoloji hızlı trene geçildi.Hava taşımacılığımız bu dönemde %300 gibi inanılması güç bir rakama ulaştı.Aradan 13 yıl mı? 13 yüzyıl mı geçti.

Bir arkadaşım vardı 1999 yılında tanıdım idealist ve sosyalist bir öğretmen di.Eşide aynı görevi yapıyordu,Bunlar o dönem yüzde bilmem kaç faiz farkı ile zor zenaat taksitle bir motosiklet almış ayaklarını yerden kesmiş merkezde kiralık bir daire de oturmakta idiler.
Bu dündü.Ya bugün…
Bu kardeşim her hükümet protestosunda elinde pankartı ya Atatürk Anıtının önünde yada postane önünde basın bildirisi okur elinde megafon İnsanca yaşam ve insanca ekonomik geçim hakkı için bağrıp durur.İki gün önce gördüğüm komşusuna sordum ne yapıyor diye dedi ki ilk önce kiralık oturduğu daireyi 8 yıl önce aldı,Geçen ayda yeni bir daire satın alıp oraya taşındı e
e dedim ben uzun zamandır göremiyorum.Dedi ki o motora artık binmiyor,Bir araba almıştı gerçi, onu da sattı 3 ay önce sıfır bir tane aldı.Aradan sadece 13 yıl geçti,13 Yüzyıl değil.

Bu örnekleri istediğiniz kadar çoğaltabiliriz.Bazılarınız çıkıp dış borçta şundan şuna çıktı diye demagoji yapabilirsiniz.O konuda biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti devletinin IMF ve Dış ülkelere para bazında dış borcu tamamen bitmiş hatta IMF’e 5 milyon dolar borç verilmiştir.Burnumuza sokulan diş borç tablosu özel sektör dür buda işlem hacmimizin büyüklüğünü gösterir.Yani ekonomimizin.Kısaca Bu yazıyı kim okuyorsa kendisinin ve ailesinin toplam borcu,Sizce Koç ailesi veya Ülkemizin büyük firmalarının Bankalara olan borcundan Büyükmüdür?.Sanmıyorum küsuratı bile değildir Ozaman hepimiz bu devasa kuruluşlardan zenginiz öylemi Sizin hesabınıza göre öyle olması lazım.Hayır değil olamazda o işle hacmi ile borç doğru orantılıdır.

Düne bakalım Bugünle kıyaslayalım Zinhar ziyana düşecek hareketlerden kaçınalım.Yani siz bilirsiniz ben ne Daire aldım ne araba krediler yükselir bankalar kredileri geri çağırır yüksek faize bağlar bilmem.Olmaz demeyin 2001 yılı nı iyi okuyun.
Dün-Bugün-Mukayese-Ziyan