Yazarımız Burcu Erdoğan yani yazasında dijital dünya içinde kaybolup giden masumiyet ve yitirilen bağlara değindi.

Kalbimden kaleme, kalemden kağıda masumiyetin izinde ; hayal edelim... Çocukluğumuzun sıcacık günlerini, sokaklarda koşup oyunlar oynarken geçirdiğimiz anları. Birlikte güldüğümüz, birlikte ağladığımız arkadaşlarımızın yüzlerini canlandıralım. Gökyüzünün altında özgürce koştururken hissettiğimiz özgürlüğü, doğanın içsel huzurunu tekrar yaşayalım. Günümüze baktığımızda çocuklarımızın o sıcaklığı, o masumiyeti yaşama şansının giderek azaldığına şahit oluyoruz. Bu dijital çağ, çocukların ruhunu derinden etkiliyor, masumiyetlerini yitirmelerine neden oluyor.  

Ekrana kilitli dünyada, çocukların duygusal sağlığı da tehlikede. Sürekli olarak ekranlara bakmak, çocukların iç seslerini duymalarını engelliyor, derinlemesine düşünme becerilerini zayıflatıyor, dikkatlerini dağıtıyor. Sanal ortamda yaşanan olumsuz deneyimler, çocukların özgüvenini sarsıyor, kalplerinde derin yaralar açıyor. İçlerindeki masumiyet, karanlık bir sisin içinde kayboluyor. Gerçek dostluklar, sanal ortamlarda yerini yüzeysel arkadaşlıklara bırakıyor. Ve çocuklar arkadaşları ile anlaşmakta sorunlar yaşıyorlar.. Bu yaşanan sıkıntıların farkındayız.. Ama bunun için ne kadar önlem alıyoruz?  Bir çocuğu susturmak için eline verdiğimiz telefon, tablet ne kadar kontrolümüz altında? Topluma faydalı bireyler yetiştirmek adına görmezden geldiğimiz bu konuları hatırlamalı ve kendi çocuklarımızı bilerek yada bilmeyerek olumsuz davranışlar kazanacak duruma getirmemeliyiz.. 

Tabiki !!! Bu dijital çağın çocuklar üzerindeki etkileri sadece olumsuz değil. Teknoloji, eğitimde de kullanılabiliyor, çocukların öğrenme deneyimlerini zenginleştiriyor, yaratıcılıklarını teşvik ediyor. Teknolojik nimetler, çocukların hayal güçlerini canlandırıyor, öğrenme sürecini daha heyecan verici hale getiriyor. Bu nedenle, ebeveynlerin ve eğitimcilerin sorumluluğu büyük. Ekrana harcanan zamanı sınırlamak, gerçek dünyada etkileşimlerin önemini vurgulamak, çocukların duygusal ihtiyaçlarına daha fazla odaklanmak gerekiyor. Bu dengeyi bulmak, çocuklarını korumak ve onların sağlıklı bir şekilde büyümelerini sağlamak için ailelerin ve toplumun birlikte çalışması gerekiyor. Verilen eğitimlere gerekli önemi vermek bu konu ile ilgili yapılacak en büyük adımlardan bir tanesi.. Okullarda sıklıkla verilen eğitimlere veliler olarak malesef çok fazla katılım yapılmıyor.. Bu konuya hassasiyet gösterilmesi geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımız için önem arz etmektedir.. 

Dijital dünya, çocuklarımız için hem büyük bir keşif hem de birçok tehlikenin gizlendiği bir yerdir. Bu yüzden, onların yanında olmak ve doğru yönlendirmek çok önemlidir. Teknolojiyi kullanırken sınırları öğrenmek ve denge kurmak, onların sağlıklı bir şekilde büyümesine katkı sağlar. Birlikte, onlara doğru yolu göstererek, teknolojiyi güvenli ve sağlıklı bir şekilde kullanmalarını sağlayabiliriz. 

Sağlıcakla....