Beni en çok etkileyen şarkılardan bir tanesi sevgili Fatih KISAPARMAK'ın söylediği "Bu adam benim babam"şarkısıdır.
Bu şarkıda bazen baba ben bazen benim babam olur,Bir oğul bir babayı bukadar mı iyi anlatır.Bazen yazıyorum biz babalar Duygularımızı tam açık yaşayamıyoruz,Yaradılı elimizden birşey gelmiyor.
En yakınımız vefat ediyor ağlayamıyoruz sıkıca sarılmak istiyor sarılamıyoruz ama bu yapamadıklarımız bizden çoook şeyler götürüyor.Bir baba olarak evlatlarımızın geleceklerini ve bugünlerini düşünmekten kendi derdimize of demeye firsat kalmıyor.
 Ama herzaman ikinci olmaktan da gocunmuyoruz,Ne ikincisi abartma duygusala bağlama demeyin bakın bu hafta babalar günü olamasına rağmen hiç reklam cıngıllarında devamlı dönen harcama talebi görüyormusunuz,Oysa bir anneler gününde veya sevgililer gününde haftalar öncesinde başlıyor reklamlar.Ekonomistlerde biliyor neyin kaç para edeceğini.Hatırlayın babanıza son hediyeyi nezaman aldınız,Bunları nerden mi biliyorum kendimden tabikii.

Evvelki yıllardandı alakasız bir yazımın sonuna bir hatıramı yazdım editörüm de bana tatlı bir sitem etmişti şimdi bu hatıramı tekrar yazacağım vede bu yazıyı yazmama vesile olan dünkü anımı yazmak istiyorum sağlıcakla kalın.

Benim babam gayet sert mizaçlı Öldüğü 2000 yılının 12 ayının 17 sine kadar 28 yıllık ömrümde bir kere ne bana nede diğer kardeşlerime alenen sevgisini göstermemiş ama her ihtiyacımızı karşılamak için canını dişine takmış bir kişi idi.
Orta biri yeni bitirmiş yaz tatiline girmiştik babam çok hasta idi o zaman ki imkanlar dahilinde Alanyada ki doktorlar hastalığına çare bulamamış durumuda git gide kötüleşmişti,Bir akşam amcamlar ile dayım oturup Ankara ya götürmeye karar verdiler, karar alınmış sabah erkenden Ankara ya gidilecekti biz 3 kardeş aynı odada yatardık o gece babamı götürecekler diye sabaha kadar gözüme uyku girmedi ev içinde kapalı kapılar ardında telaşta bitmemişti sabaha yakındı şimdi hol denen bizim zamanımızda ismi salon olan evin ortasında gitme telaşı vardı biz çocukların uyuduğu sanılıyordu oysa ben uyumuyor yatakta merakla bekliyordum,Nede olsa Fatih Kısaparmak'ın dediği gibi koca çınar gidiyordu.
Odanın kapısı açıldı ben hemen uyuyormuş gibi yaptım babam kapıda ayakta birsüre bizlere baktı sonra eğildi ilk önce küçük kardeşim sonra ömrümde ilk kez beni sarılarak öptü yanaklarım onun gözyaşları ile ıslanmıştı bizi uyuyor diye bukadar cesurdu bizi onun için bukadar sarılıp öpmüştü o Koca ÇINAR.
Ben hala pişmanlığını yaşarım keşke bende o anda babacığım diye ona doyasıya sarılıp öpseydim diye,
Keşke,Keşke,Keşke..................

Dün 16 ayımı beraber geçirdiğim asker arkadaşım vefat etti.Çook garibandı Yaşarken de Ölürkende insan yaşarken olurda ölürken nasıl olur demeyin,
Dün arkadaşımın kardeşi ağabeyim vefat etti deyince hemen aramızda geçen hukuka binaen ben yıkamak istedim hemen dedikleri yere gittim.
Arkadaşım hastanede vefat ettiği için hastanede yattığı çarşafa sarmış göndermişlerdi okuyarak çarşafı açtım kardeşim aynı duruyordu,ama bir tuhaflık vardı kardeşimin sağ elinde o kardeşim 15 gündür yoğun bakımda kimseyle görüşememiş görüştürülmemiş olamanın veya baba olmanın yükü ile ölmüş fakat o sağ elinde 3 çocuğunun resmi duruyordu elinden bırakmamıştı ben o anda yıkıldım
babaydı
Hala söylerim keşke,keşke,keşke.....................
Ne olur siz keşke demeyin