MYK toplantısı devam ederken bir açıklama yapan Koç, 12 Eylül'ün siyasi sancılarının halen yaşandığını ve kara faşizm dönemi olduğunu ifade etti. Tüm 12 Eylül kurbanlarını saygı ile anan Koç, darbe hukukundan arta kalanların temizlenmesi için bir demokrasi paketi hazırladıklarını ancak henüz bununla ilgili bir adım atılmadığına dikkat çekti.
12 Eylül'de Diyarbakır cezaevi, bugün Silivri zindanı; 12 Eylül'de Mamak cezaevi bugün Hasdal Cezaevi olduğunu savunan Koç, Kenan Evren'inden 2012'de Recep Tayyip Erdoğan'a gelindiğini değişen bir şeyin olmadığını kaydetti.
Dikta heveslisi 2012 bir Başbakan ile karşı karşıya kaldıklarını dile getiren Koç, Oda TV davasında Soner Yalçın ve arkadaşlarının siyasi bir rehine olarak haksız yere tutulduklarını savundu. Koç, milli görüşten küresel emparyalizmin eşbaşkanlığına yükselen bir başbakan olduğunu ifade etti.
Başbakan'ın yorgun olduğunu ve tükendiğini, çözümsüz bir durumda olduğunu anlatan Koç, Başbakan'ın Habur görüntülerine ilişkin sözlerini hatırlatarak eleştirdi. Başbakan'ın bu sorulara sinirlenmeden cevap vermesini isteyen Koç, "Oslo tezgahlarında ve sırasında görevlendirdiğin devlet görevlileri İmralı'dan Kandil'e kaç mektup göndermişlerdir. Bu mektuplarda Apo ve Kandil'in planından ne kadar haberdarsınız. Kuryelik görevini kimler yerine getirmiştir?
Temsilciniz Hakan Fidan, ülkeye ve bölgeye yönelik vizyon ile Başbakanınki yüzde 90-95 oranında örtüşüyor diyor. Apoyla hangi noktalarda örtüşüyorsunuz, kucaklaşıyorsunuz? Sayın Başbakan mutabık kaldığınız noktalar nelerdir?
Oslo müzakerelerin sonrasındaki mutabakat metinlerini ekleriyle beraber açıklama cesaretiniz var mı yok mu? Konjonktür ve dönem milliyetçisi Başbakan hadi bakalım, mertsen, cesursan açıkla? Federasyon, konfedarasyon gibi çözümler konusunda herhangi bir mutabakatınız oldu mu olmadı mı?" şeklinde konuştu.
Koç, şöyle devam etti: "Bu milletin evlatları her gün teröre kurban gidecek, terör örgütünün tuzaklarına düşecek ve Türkiye'yi yönetenler terör örgütleriyle karanlık ülkelerin başkentlerinde masaya oturacak ve süreci çalıştıracaklar. Artık herkesin uyanması gerekiyor. Kritik dönemin içinden geçiyoruz."
Belgelerin içeriği ve nereden ulaştığına yönelik bir soruya Koç, her gün şehit haberlerinin geldiğini hatırlatarak soruları millet adına sorduklarını ifade etti. Koç, "Esip gürleyenler, kendi denetimlerinde birçok medya merkez yapısını yönlendirenler, buna ne şekilde cevap verecekler göreceğiz. Ama saptırmaya ve kaytarmaya karnımız tok." dedi.
Afyonkarahisar'daki patlamanın sabotaj olduğuna yönelik iddiaların kaynağının sorulması üzerine Koç, medya üzerinden kaynağın saklanması ilkesine dikkat çekti.
Kürt sorununun temelinde insan hakları sorunu, hukuk devletinin yanlış uygulanması, ekonomik, sosyal boyutları bulunduğunu dile getiren Koç, sorunun tüm boyutlarıyla Meclis'te tartışılmasını istediklerini belirtti.
Medyaya yansıyan bazı görüşmeler konusunda ise Koç, "Her milletvekili istediğiyle görüşebilir, benim bilgim yok, partinin aldığı karar yok. Bu görüşmeleri doğrudan partiyle ilişkilendirmenin bir anlamı yok." diye konuştu. Koç, Habur'a ilişkin geçmişteki görüşlerimi şimdi de savunduğunu vurguladı.
AK Parti'li İdris Bal'ın Başkanlık sistemine ilişkin hazırladığı raporun sorulması üzerine de Koç, "Başkanlık sistemi Başbakan'ın hayalindeki bir sistem. Cumhurbaşkanlığına çıktığında bugünkü kanunlar kapsamında egosunun tatmin olmayacağı düşüncesindeyim." karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanının görev süresine ilişkin Koç, "Anayasa Mahkemesi siyasi bir karar verdi. Hukuksal bir değerlendirme yapmadı. 2012 Ağustos'unda benim görev sürem bitte deyip ayrılması gerekiyordu. Milletvekilleri için de aynı şey geçerlidir." diye konuştu.
Kaynak: cha
