Büyük Birlik Partisi(BBP) Genel Başkan Yardımcısı ve 12 Eylül Mağdurları Ülkücüleri Komisyonu Başkanı Remzi Çayır, 12 Eylül askeri darbesiyle ilgili, dönemin Genelkurmay Başkanı ve 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in ifadesinin mahkeme salonu yerine telekonferansla alınmasının yargılamayı ciddiyetsizleştireceğini söyledi.

Arjantin ve Şili gibi ülkelerde darbe yapanların yatağından kaldırılarak mahkemelere getirildiğini belirten Çayır, “Hüsnü Mübarek yatalak hali ile mahkeme önüne çıkarken, Kenan Evren mahkemeye çıksın mı, çıkmasın mı mahkeme bunu tartışıyor. Nesini tartışıyorsunuz. Eğer sanık sandalyesi boş kalmaya devam ederse 12 Eylül yargılanması ciddiyeti sorgulanır hale gelecektir.” dedi. Kenan Evren’in yargılanmasının bir yüzleşme ve hesaplaşma davası olduğunu anlatan Çayır, “Bir daha işkencenin bu ülkede yerleşmemesi için bir hesaplaşma yeridir. Sanık sandalyesi boş kalır, telekonferansla o insanların ifadeleri alınmaya çalışılırsa bu dava halk deyimiyle fos çıkacaktır. Fos çıkmaması için mücadele edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

BBP Genel Başkan Yardımcısı ve 12 Eylül Mağdurları Ülkücüleri Komisyonu Başkanı Remzi Çayır, Ulucanlar Cezaevi önünde bir basın açıklaması yaptı. Komisyon üyeleri de ellerinde ‘İdam edilen ülkücülerin hesabını versinler’, ‘Kim yaparsa yapsın, zulme işkenceye titanlara hayır’, ‘Sanık sandalyesi niye boş’, ‘Ülkücülere yapılan zulümlerin hesabı sorulacak’ yazılı pankartlarla cezaevi önünde geldi. Mamak Cezaevi başta olmak üzere Ulucanlar Cezaevi ve ülkenin farklı mapushanelerinde farklı muameleler gördüklerini kaydeden Çayır, “12 Eylül darbesi üzerinden 33 yıl geçti. 33 yıl önce 18-20 yaşlarındaydık. Öğrenci, işçi, memur ve bu toplumun birer bireyiydik. 12 Eylül bir darbe olmaktan öte sadece millet iradesini, demokrasiyi, insan hak ve özgürlüklerini rafa kaldırmadı. İşkenceyi sistematik hale getirdi. Görüş farkı gözetmeksizin insanları insan hak ve özgürlüklerini insan haysiyet ve şerifini alaşağı etmiştir.” diye konuştu.

Darbe ortamı olgunlaşsın diye darbecilerin kardeş kanı dökmekten çekinmediğini vurgulayan Çayır, “Bunun belgeleri var, tarih buna tanık yaşadıklarımızda buna tanıktır. 12 Eylül darbesini yapanlar toplam 50 kişiyi idam ettiler. Bir milyon insanı gözaltına aldılar. İki milyon kişiyi de fişlediler. Darbeciler cezaevinde 30 kişiyi işkenceden öldürdüler, 50 bin kişiyi sakıncalı olduğu içini işten attılar, on binlerce öğretmen, öğrenciyi ve öğretim üyesini işlerinden uzaklaştırdılar.” dedi.

"DUVARLAR AĞLADI, ANKARA SESİMİZİ DUYMADI"

Ankara’nın orta yerinde Ulucanlar Cezaevi’nde 4. Koğuşta 1982 yılında ülkücü ve devrimcilerin birlikte kaldığını vurgulayan Çayır, “Beraber işkenceler gördük. Sesimiz ve çağlığımız tavana değdi ama Ankara duymadı. Sesimize bütün duvarlar ağladı Ankara duyarsız kaldı. Havalandırma kan içerisinde kalmıştı Ankara yine duymamıştı. Bu duyarsızlığı protesto ediyorum." şeklinde konuştu. Darbecilerin bir daha bu tür şeylere heveslenmemesi için toplumun duyarlı olması gerektiğini vurgulayan Remzi Çayır, “Bugün burada hani sivil toplum kuruluşları, hani işkence gören sağdan soldan insanlar, siyasi partiler neredesiniz? Hani Millet Meclisi nerede. Millet Meclisi sana yapılmadı mı bu darbe. Millet sizi seçip Meclis'e yollamadı mı? O günün milletvekilleri neredesiniz. Arjantin, Şili darbecileri kendi ülkelerinde barındırmamak için yollar ararken ne yazık ki Türkiye ateşin düştüğü yer yanar diye herkes yaşadıklarıyla baş başa kalmakta. Duyarsız bir toplum haline gelmiş olmanın üzüntüsünü yaşıyoruz.” diye konuştu.

Devrimciler ve farklı siyasi görüşteki insanlarla aynı hücreleri paylaştıklarını anlatan Çayır, “Bir el bizim içimizde ve toplumda dolaşarak kardeşi kardeşe vurdurmuş. Kardeşin kardeşine yapılan o mücadelesi ve kavgasından bir şeyler devşirmeye çalışmışlardır. Bu devşirmede darbecilerin saman olgunlaşsın ve işler yoluna girsin diye o günü beklemişlerdir.” 9 ülkücünün Kenan Evren tarafından asıldığını anlatan Çayır, “Bir onlardan bir bunlardan diyerek adaleti katletti. Eşitliği zulümde gördü. 17 yaşındaki Bekir Bağ gibi birçok arkadaşımız Mamak’ta işkence ile öldürüldü.” dedi.

Grup basın açıklamasının ardından Ulucanlar Cezaevi’ni gezdi.
Kaynak: cha