Ergenekon davasında 'Gizli tanık İsmet' adıyla ifadesine başvurulan tanık, önceden can güvenliği olmadığı gerekçesiyle kimliğini gizlediğini söyledi. Ayrıca açık tanık olarak da davada geniş kapsamlı bir ifade verdiğini anlatan tanık, gerçek isminin de Semih Genç olduğunu söyledi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasında eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün ifadesinin tamamlanmasının ardından gizli tanık ifadesinin alınmasına geçildi.

Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, gizli tanık İsmet’in, gizli tanık odasında hazır bulunduğunu belirterek, "Kendi isteği ile sesi bozulmadan görüntüsü bozularak duruşma salonuna yansıtıldı." açıklamasını yaptı. İsmet'in kimlik tespitinin gizli tanık odasında alındığı belirtildi. Doğru söyleyeceğine ilişkin yemini yaptırılan İsmet, ifadesine geçmeden önce bir açıklama yapmak istediğini söyledi.

Gizli tanık sıfatıyla ifade vermeyi tercih ettiği dönemde can güvenliği bulunmaması nedeniyle kimliğini gizlemeyi tercih ettiğini belirten İsmet, gerçek ismini açıklamak istediğini söyledi. Başkan Özese'nin yönlendirmesi ile isminin Semih Genç olduğunu belirten tanık, bu isimle de daha önceden mahkemeye gelerek duruşmada ifade Holiganbet verdiğini anlattı. Tanık Genç, gerçek ismi ile verdiği ifadesinde ayrıntılı olarak anlatımlarda bulunduğunu belirterek bu ifadesini tekrar ettiğini söyledi.

Başkan Özese, "Semih Genç adıyla verdiğiniz ifadenize eklemek istediğiniz bir konu var mı?" diye sordu. 5 Temmuz 2012 tarihinde verdiği bu ifadesinde DHKP-C itirafçısı olduğunu söylediğini belirten Genç, Sabancı konusuyla alakalı eklemek istediği bazı ifadeler olduğunu söyledi. Genç, “DHKP-C, Sabancı suikastını Buca Cezaevi’nde 3 kişinin öldürülmesi üzerine gerçekleştirdiğini açıklamıştı. Ben Romanya’da Fehriye Erdal ile aynı evde kaldım. Fehriye Erdal, Buca olaylarından 3-4 ay sonra Sabancı Center’de işe girip istihbarat çalışmalarına başlamıştı.” dedi. Genç, Özdemir Sabancı’nı öldürülmesinin en temel nedeninin ise "Sabancı’nın Kürt raporunu açıklamasından devletin derinlerinin rahatsız olması." şeklinde yorumladı.

Genç, “Bekaa’daki kampta 80-90 kişilik Dev-Sol militanlarını eğiten Muzaffer Mehmet Çiler, Mecnun Suna ve Yakup isimli subaylar olduğunu teşhis ettim, gördüm.” iddiasında bulundu.
Kaynak: cha