Başbakan Tayyip Erdoğan'ın katıldığı bir televizyon programında Milanobet yaptığı açıklamalara Karacaahmet Sultan Derneği Genel Başkanı Muharrem Ercan'dan tepki geldi. Karacaahmet Cemevi'nin kaçak ve ruhsatsız olduğunu kabul eden Muharrem Ercan, Erdoğan'ın 18 yıl önce yaşanmış bir olayı tekrar gündeme getirmesini anlamakta güçlük çektiklerini söyledi.

Başbakan'ın, "O cemevi türbenin yanında bir ucubedir." sözlerini üzüntü ve esefle karşıladıklarını söyleyen Genel Başkan Ercan, 'Karacaahmet Cemevi'nin ruhsatsız olduğunu açıklayan Başbakan'a sormak gerekir. İbadethane sayılmayan ve bu nedenle imar planlarında yer verilmeyen cemevlerini ruhsatlı yapma olanağı var mıdır? Türkiye'deki sayıları 900'ü bulan cemevlerinin tamamına yakınının bu ayrımcılık politikası yüzünden ruhsatı bulunmamaktadır. Cemevelerinin kaçak ve ruhsatsız olmasının sonucu Aleviler'de değil, devleti yönetenlerde aramak gerekir." dedi.

Karacaahmet Cemevi'nin kaçak ve ruhsatsız olduğunu kabul eden Dernek Başkanı Ercan, burasının salt bir cemevi değil, aynı zamanda bir dergah olduğunu ifade etti. Ercan, 'Buranın tarihi 16.yüzyıla dayanır. Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılan Karacaahmet Sultan Türbesi, Hacı Bektaş ve Abdal Musa türbesi ile birlikte Alevilerin en kutsal üç mekanından biridir. Aleviler koca İstanbul'da yer bulamayıp da gelip mezarlığın içinde cemevi yapmış değillerdir. Bu türbe Aleviler için kutsal olduğu için buraya yapmışlardır. Benim Başbakanımızdan ricam; cemevelerinin ruhsat ve imar sorununu çözsünler. Biz de mağdur olmayalım. Herkes istediği gibi inançlarını yaşasın." diye konuştu.

Bir süredir Alevilerin bilinçli olarak tahrik edildiğini ve onları sokağa dökme amacı güdüldüğünü üzülerek izlediklerini anlatan Muharrem Ercan, 'Tarih boyunca sağ duyuları ile hareket etmiş Alevilere yönelik provakatif bu söylemler başarıya ulaşmamıştır. Aleviler yine bu eylemleri boşa çıkaracak güce ve kuvvete sahiptir. Kimse boşuna uğraşmasın." şeklinde konuştu.

'Aleviliğin İslam'ın içinde mi yoksa başka bir din mi olduğu' şeklindeki bir soru üzerine, ' Ben aynı zamanda bir Alevi dedesiyim. Yani inanç önderiyim. Biz İslam'ın tam özüyüz. Tabii ki İslam'ın içinde bir inanç biçimi. Kitabımız Kur-an, Peygamberimiz Hz. Muhammed. Aynı şeylere inanıyoruz. Maliki, Hanbeli, Şafi ve Hanefi nasıl farklı inanç biçimiyse biz de öyleyiz. Bazen sivri açıklamalar yapanlar oluyor. Onların hiç biri bizi bağlamıyor. İslam'ın özündeniz. Maksatlı açıklamalara itibar etmiyoruz." ifadelerini kullandı.





Kaynak: cha