KKTC Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Hukuk Komitesi Başkanı Barış Mamalı, 12 Eylül darbecilerinin Kıbrıs’ta federal bir devletin kurulmasına karşı çıkarak barışı engellediğini öne sürdü. Mamalı, "İleride Türkiye’nin başına dert olacağı bilinmesine rağmen 1980 darbesinin ardından, Kıbrıs Türk Federe Devleti yerine federasyonu dışlayıcı bir devlet kurulmuştur." dedi.

Barış Mamalı, "BM kendisine üye olan ülkelere bu yapının tanınmaması için girişimlerde bulunmuştur. Kıbrıs’ta aniden kurulan bu yapının (KKTC) Avrupa Birliği (AB) dâhil olmak üzere Türkiye’nin ileri bir adım atmasını her zaman engellemiştir." şeklinde konuştu.

Dönemin genelkurmay başkanı emekli Orgeneral Kenan Evren ile Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı 12 Eylül davasına müdahillik talebinde bulunan Barış Mamalı, darbenin ardından Kıbrıs Federe Devleti’nin anayasal haklarının bertaraf edildiğini söyledi. Mamalı, şunları söyledi: "1983 yılına kadar adanın kuzeyinde anayasasıyla birlikte yürürlükte olan bir devlet vardı. Bu devlet Kıbrıs Türk Federe Devleti’ydi. Bu devlet yapılanması da hiçbir şekilde BM nezdinde illegal ve ya tanınmaması gereken bir yapı şeklinde de bir kararla uluslararası hukuk açısından bertaraf da edilmemişti. 1980 yılında darbecilerin idareyi ele almasıyla tamamen ters bir yönde adada çözüm sağlama açısından siyasi anlamda ters bir yönde akış istikameti söz konu olmuştur. O darbe yönetimi buradaki temsilcileri vasıtasıyla 1980’den 1983 yılına kadar yapılan hem genel seçimlere hem de başkanlık seçimlerine müdahalede bulunmuştur. Bu resmi belgelerle ve o dönemin yetkilileri tarafından da itiraf edilmiştir.

KIBRIS’TA FEDERAL YAPI DIŞLANDI

İleride Türkiye’nin başına bela olacağı bilinen federasyonu dışlayıcı bir yapı oluşturulmaya çalışıldığını ileri süren Mamalı, "Tamamen uluslararası hukuka karşı olan, Türkiye için sorun teşkil edileceği bilinmesine rağmen, kurulu düzen bozulup federasyonu dışlayıcı bir devlet kurulmuştur." dedi. Mamalı, bunun hemen akabinde Birleşmiş Milletler Genel Konseyi’nin aldığı kararlarla kurulacak olan devletteki yapılanmanın illegal olduğunu BM’ye üye devletlere bildirip, bu yapıyı tanımamaları için telkinde bulunduğunu ifade etti.

Aniden kurulması kararlaştırılan KKTC’deki yapının, Türkiye açısından uluslararası arena da sürekli bir engel olarak çıkarıldığına vurgu yapan Barış Mamalı, “En bariz örnek olarak da Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) yolunda bu yapı önüne konulmuş ve birçok noktada Türkiye’nin ileri adım atmasını engellemiştir.” diye devam etti.

BM’nin aldığı kararlarla uluslararası hukuktan yararlanamadıkları ve izolasyonlara maruz kaldıklarını dile getiren Mamalı, “Bu hem toplum ekonomisinin bugünlere gelmesine sebep olmuş, bir yıkım noktasına gelmiş, hem de insan hakları noktasında büyük zafiyetler yaşanmasına sebep olmuştur. ”diye konuştu.

KKTC’DEKİ KURULU DÜZENİ YIKAN DARBECİLERİ SORGULAMAK İSTİYORUZ

12 Eylül davasında Türkiye’nin kurulu düzenini yıkmakla itham edilen kişilerin aynı şekilde, Kuzey Kıbrıs'taki kurulu düzeni yıktığını ifade eden Barış Mamalı, "Biz de bu kişileri sorgulamak istiyoruz. Çünkü bir devletin başka bir devletin içişlerine karışarak bir müdahalesi söz konusudur. Bunun da hesabını sorabilmek aslında bir yerde Türkiye halkının da önünde engel olan bu yapılanmanın hesabını sorabilmek için orada müdahil olmak istedik." ifadelerini kullandı.

VAROĞLU: 12 EYLÜL DARBESİNDEN SONRA PLANLAR TERS YÖNDE İLERLEDİ

Barış Mamalı’nın yanı sıra Kenan Evren ile Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya’nın yargılandığı davaya müdahillik talebinde bulunan TDP Genel Sekreteri Esat Varoğlu da 12 Eylül darbesiyle o dönemde partisinin oylarının sabote edilmeye çalışıldığını öne sürdü. Türkiye’deki darbe ile tek başlarına iktidar olmalarının engellediğini belirten Varoğlu, “Ulusal Birlik Partisi (UBP) ile Toplumcu Kurtuluş Partisi arasında zorla koalisyon oluşturulmaya çalışıldı." dedi.

Varoğlu, Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra iki toplumun birbirinden ayrılması ve yeni bir düzenin tesis edilmesi için çalışıldığını kaydetti. Esat Varoğlu, Kıbrıs’ta iki toplumlu iki bölgeli bir federasyonun kurulması amaçlanırken, Türkiye’de gerçekleştirilen 12 Eylül darbesiyle bu planlarında suya düştüğünü dile getirdi.

Yapılanların bununla da sınırlı kalmadığına vurgu yapan Esat Varoğlu, “Bu da yetmedi. O zaman Kara Kuvvetleri Komutanı Kıbrıs Türk Barış Kuvvetlerini denetleyecek bahanesiyle tam seçim kampanyası içerisinde Kıbrıs’a gönderildi. Ve miting yaptığımız yerlerde o da konvoyla geçer duruma geldi. Bu da tabi psikolojik baskı unsuru olmaya yönelikti.” dedi.

Bütün bunlara rağmen yine Toplumcu Kurtuluş Partisi’nin toplam 40 milletvekilliğinden 13’ünü kazandığını aktaran Varoğlu, şöyle devam etti: "Yine baskılarla Ulusal Birlik Partisi (UBP) TDP’nin o zamanki ismi olan Toplumcu Kurtuluş Partisi (TKP) koalisyonu kurdurulmak istendi. Ama başbakanlığın bizde olması gibi bir olanak yakalandığı için 21 milletvekili olduğumuz zaman bize koalisyon verilmedi de daha sonra 'Neden UBP ile koalisyon kuralım?' düşüncesiyle TKP bunu reddetti."

Zamanında bu yaşananların olmaması durumunda şu anda KKTC’de daha farklı bir yapının olabileceğini savunan Varoğlu, sözlerini şu şekilde tamamladı: "Şu anda memleketimizin durumu ortadadır. Belki KKTC kurulmayacaktı. Belki barışa daha kolay gidilecekti. Belki kurulsa bile bugünkü bozuk düzen olmayacaktı. Sosyal demokrat bir yapı ile belki daha güzel günler görecektik. Belki barışa daha çabuk ulaşacaktık. Bütün bu düşüncele ışığında biz bu 12 Eylül Davası’na müdahil olmak istedik."
Kaynak: cha