Türkiye genel seçimlere gidiyor. İktidar partisi AKP bu seçimden istediği sonucu çıkartabilmek için her yolu mubah sayan bir çizgide doludizgin ilerliyor.

Güneydoğu’da Kürt oylarından umudunu kesen AKP, PKK’nin “ateş-kes” kararına karşın operasyonlara devam ederek ülkenin bir bölümünü kana buluyor.

Böylece seçimin üzerine ilerde silinmeyecek bir damga vuruyor:

-Kanlı sandık!

Son operasyonda 12 PKK gerillası öldürüldü.

Ülkede öyle bir ortam yaratıldı ki, sanki Kürt öldürmek doğan bir eylemmiş gibi algılanıyor.

Gazetelerin insandan arınmış manşetleri Batıda hiçbir şey ifade etmiyor:

-12 PKK’li öldürüldü!

İnsanın hiç mi yüreği sızlamaz?

Türkiye çeyrek yüzyıldır bunu yapıyor. Devamlı olarak dağlarda Kürt gençlerini öldürüyor. Bir “sürek avı” gibi, kesintisiz biçimde sürdürülen operasyonlar, Türkiye’nin atar damarlarını kesiyor.

Bu sayede MHP’ye gidecek milliyetçi oyların, AKP’ye yönelmesi hedefleniyor. Umudunu seçim sandıklarına bağlamış olan sivil Kürt siyasetçilerin etkilerinin azaltılması da arzulanıyor.

Bu durum demokrasiye karşı beslenen umutları da yok ediyor.BDP teşkilatlarının tabelalarına örtülen siyah örtüler, partinin iradesinin aşıldığı noktayı da işaret diyor.

Bunu görmemek mümkün mü?

Kürt siyasetçiler çift yönlü kıskaca alınıyor.

Kanlı tezgah bütün çıplaklığıyla ortadadır:

-Kürt avı ile Türk oyu!