Türkiye Futbol Milli Takımı’nın Kazakistan ile yaptığı maçı kazandıran golü Atletico Madrid’li Arda Turan attı. Türkiye’de nedense futbolcular küçük isimleriyle anılıyorlar. Bu yüzden dünya medyasında Turan olan genç futbolcu bu memlekette herkesin küçük kardeşi “Arda” olarak kabul ediliyor.

İşte bu “küçük kardeş” attığı büyük golden sonra kendisine uzatılan mikrofonlara şunları söyledi:

-Golü Türkiye Cumhuriyeti’ndeki şehit olan bütün halkların evlatlarına armağan ediyorum. Bütün Türk evlatlarına armağan ediyorum. Ülkemde böyle şeylerin olmasını istemiyorum. Bütün Türkiye vatandaşları gibi…

Arda’nın bu dileği, attığı goller kadar alkışı hak ediyor. Düşünsenize eskiden attığı golden sonra tribünlerden yükselen tezahürata “asker selamı” ile karşılık veren bu yüzden de lakabı “asker” olan futbolcularımız vardı.

Şimdi savaşa karşı barış dileyen bir futbolcu neslinin geldiğini haber veriyor, bu gelişme…

Ama, bu ülkede gençlerin boşu boşuna ölmesiyle mutlu olan, onların kanlarından beslenen, hayat bulan, varlıklarını gençlerin soğumuş bedenlerinde arayan-bulan azımsanmayacak yaşlı bir kuşak var.

Sesleri çok fazla yüksek çıkıyor. Her seferinde ölümü kutsuyorlar. Gençlerin ölmüş hallerini çok seviyorlar. Ölmeden sağ kalanlarıyla adeta lanetliyorlar.

İşte bu güruh Kazakistan galibiyetinin baş aktörü Arda Turan’a dönerek hışımla soruyor:

-Ne demek istedin?

Aslında Arda’nın dedikleri çok açık ve onlar da bunu anladıklarından hemen ikinci soruyu yapıştırıyorlar:

-Açıkla çabuk!

Ölümlerin hesabı dağ gibi yığılı dururken, barış isteğinin hesabı için çocuğun üzerine çullanıyorlar: Hesap ver Arda!

Sevgili Arda Turan sen bunlara aldırma… Tarih seni attığın goller kadar dile getirdiğin insanlık dileklerinle de anacaktır!