İçlerinde Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın da bulunduğu ODA-TV davasının iddianamesi nihayet açıklandı…

İddianame bu ilk haliyle daha başından Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yüzünü kızartacak niteliğini ortaya koydu. Çünkü bu operasyonu yönetenler kamuoyu tepkisi karşısında yetersiz kalınca Erdoğan’ı ikna edip onu konuşturdular:

-Gazetecilik yaptıkları, kitap yazdıkları için yargılanmıyorlar!

Erdoğan “yakında göreceksiniz” diyerek tüm dünyadan süre istemişti.

Ne oldu?

Her ikisi için de kitap yazmak dışında bir “suçu” bulunmadığı koca iddianamede görülebiliyor.

Ahmetve Nedim’i ilgilendiren bir bölümde şu satırlar yer alıyor:

“Şüpheli Ahmet Şık her ne kadar ifadesinde, Hüseyin Soner Yalçın’ı tanımadığını beyan etmişse de; soruşturma kapsamında Hüseyin Soner Yalçın’ın örgütsel talimatlarının yazılı olduğu birçok belge elde edilmiş, bu talimatların içeriğinde de Ahmet Şık’ın örgüt faaliyetleri kapsamında yapması gereken görevlerin yazılı olduğu anlaşılmıştır. Bu durumu gösterir delillere bakıldığında;

“Sabri Uzun” isimli word belgesinde; “Sabrinin Kitap konusunda çekincesi var ikna etmeye çalışalım, kitabı seçimden önce yetişmeli. Nedim Ahmet Şık’la bu konuda görüşsün, Kitaba çalışırken cesur olun. Çıkarma ve ekleme yapmaktan çekinmeyin. Bu kitap Simondan daha kapsamlı olmalı. Nedimi kutlarım. Ahmet’i çalıştırsın. Hanefi çıkacak ve size katılacak. Emin ve Sabri’ye moral verin. Sabri adıyla çıkmasına zorlayın. Çabuk olması şart... Seçimden önce yetişsin.” yazdığı tespit edilmiştir.”



Prof. Dr. John Nash’in hayatını anlatan, yönetmen Ron Howard’ın “Akıl Oyunları” filmindeki tarza uygun “çalışmalar” iddianamenin metnini oluşturuyor. Filmin esinlendiği kitabın yazarı Sylvia Nasar bu iddianame kadar yaratıcı bir eser ortaya koyamamıştı. Filmde akıl sağlığını yitiren Prof. Nash’in ABD’yi darmadağın etmek isteyen gizli yapıyı çılgın bir haritalama yöntemiyle ortaya koyduğu (!) gizi atölyesi bile bu kadar çarpıcı değildi.

Her şeyi birbirine ekleyen iddianamenin kurgusuna bakınca insanın aklına doğrudan “Akıl Oyunları” filmi geliyor.

Bu iddianame çok değerlidir. Saklanması gerekir. Dava bittiğinde ise özel bir yere konulmalıdır.

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde bir bölüm var: Tesiste tedavi gören hastaların eserleri sergileniyor.

Uzman doktorlara sormak gerekiyor:

-Acaba bu iddianame de burada sergilenebilir mi?