Dinlenmek , dostlarımı büyüklerimi ziyaret etmek için tatil amaçlı geziye çıktım. Bu gezi sırasında gördüklerimi duyduklarımı paylaşmak istiyorum.

 

Tarihi ve doğal güzelliklerinin yanında  ; bağları , bahçeleri , dağları , ovaları ile Cennet gibi bir vatana sahip olduğumuzu bir kez daha gördüm. Yaylaları , soğuk suları , koyunları , kuzuları ile ömre ömür katıyor. Kayısı , şeftali , erik , elma , kavun , karpuz , vişne , kiraz yarışıyorlar lezzet ve güzellikte. Arpa , buğday boy vermiş ; mercimek , nohut  , fasulyenin ise hasat zamanı gelmiş.

 

Bereket fışkıran bu topraklarda, bu ürünleri üretenlerin mutsuz olduklarını görünce merak ve hayretle sebebini öğrenmek istedim.

Sordum ne var , ne yok  , işler nasıl diye.

 

Sorduğum kişiler öncelikle hallerine şükredip sonra anlattılar.

En kaliteli tütünü yetiştirmiş ancak üretime kota koymuşuz.

Domates , patlıcan , biber ,salatalık , marul gibi ürünlere yanlış ve gereksiz  ilaç verip ihraç edemez olmuşuz.

Sümerbank ve dokuma fabrikaları kapatılıp dışardan sentetik ürünler almaya başlayınca üretilen pamuk para etmez olmuş.

Pancar ve haşhaşta kotadan nasibini alanlardan olmuş.

Gül ' den elde edilen esansla kozmetik sektöründe Dünya lideriyken gül üretimi durma noktasına gelmiş.

Dünyada üretilen toplam fındığın yarısından fazlasını biz üretmişiz ama fiyatını başkaları belirlediği için üreticiyi yine mağdur etmişiz.

Çukurova , Harran ovası , Konya ovası adeta buğday ambarıyken , şimdi ithal eder olmuşuz.

İncir unutulmuş ,Tekel özelleşince üzüm sahipsiz kalmış.

Gübre fiyatı artarken üretilen ürünün  fiyatı düşmüş.

Yem fiyatı artarken süt fiyatı hep yerinde saymış.

Geni bozulmuş tohumlara , tarımdan anlamayan tarım bakanlarına çiftçiyi  muhtaç etmişiz.

Velhasıl kime dokunduysam bin ah işittim.

 

Ülkeyi yönetenlerin tarımı getirdiği durumu endişe verici olarak görüyorum.

Sanayi ülkesi olmadığımız için üretip sattığımız sanayi ürünü yok denecek kadar az. Bu demek değildir ki sanayi ürünü üretip geliştirme çalışmalarından vazgeçelim. Tabiî ki teknolojik gelişmeleri takip edip, sanayide yatırım ve üretim için gerekli adımlar atılmalı ancak biz bir tarım ülkesiyiz ve tarıma da gereken desteği vermeliyiz diye düşünüyorum.

 

Bu kadar verimli topraklar , bu kadar çalışkan genç nüfus gelinen nokta bu olmamalı diyorum.

İşsizliğin en büyük problem olduğu ülkemizde , çeşitli dayatmalara ve kotalara katlanmak niye.

Sizce de bu işte bir yanlışlık yok mu ?

Avrupa birliğine girer miyiz bilmem ama, Avrupa birliği bize girmiş görünüyor.