Şike nedir? Bir spor karşılaşmasında, sonucu değiştirmek için maddi veya manevi bir çıkar karşılığı varılan anlaşmadır. Böyle bir şeyin vicdanen bile suç olduğu, ahlaki olmadığı ve toplumlarda hoş karşılanmayacağı bir gerçek. Çünkü işin içinde “hakkı ile kazanma” diye bir durum yok! Bu bir aldatma, kandırma, yalan ve dolandır! Seyirciler gerçek bir karşılaşma değil, bir tiyatro seyiri izliyorlardır. ABD güreşleri gibi. Gerçek gibi görünse de aslında gösteriden ibarettir. Amaç sadece insanları eğlendirip, şiddet arzularını biraz olsun gidermektir. 

TBMM’de son bir kaç haftası şike yasası konusu tartışıldı, görüşüldü ve 6 ay önce çıkartılan şike yasasının yanlış olduğu, cezanın fazla olduğu gibi komik bir bahane ile cezayı iki üç yıl gibi çerez bir süreye düşürdüler.  Şike aslında öyle büyük bir suç değilmiş. Adam öldüren biri ile aynı kefeye koyamazmışız, 12 yıl çok acımasız bir süreymiş falan filan...  12 yıl çok ağır ise, 2-3 yıl da çok hafiftir. Suç, suçtur. Cezalar öyle olmalıdır ki suçun işlenmesinin önüne geçilsin. Aksi durumda kimse durdurulamaz. Şike yasasının şimdiki hali, kırmızı ışıkta geçen arabaya veya emniyet kemeri bağlamayan sürücülere 10-20 lira kesilmesi gibi bir şeye benziyor. Bu ülkede hafif ceza verildiği için hala vergi kaçırılıyor, trafik kurallarına... vs uyulmuyor. Sonuçları da orta da. Hiç kasmasınlar kendilerini, şikeyi suç olmaktan çıkartsınlar gitsin. Nasıl olsa belli oldu, devlet şikeye göz yumucak, spor, spor olmaktan çıkacak ve bizler tiyatro izlemeye devam edeceğiz. Bari sözde ceza veriyorlarmış gibi göstermeye kalkmasınlar kendilerini. Kimse kimseyi salak yerine koymasın!  

Abdullah Gül, TBMM’nin aksine halkın sesine kulak verdi ve sağduyulu bir karar aldı; yasayı veto etti. Fakat görünüşe göre onaylamaktan başka çaresi de kalmayacak. Yine de bu iş burada bitmemeli. Gerekirse Anayasa mahkemesine başvurulup, yasanın iptali istenmeli. Bu iş için biçilmiş kaftan CHP idi ama ( ne de olsa kapısından ayrılmıyorlardı, herkes den daha iyi bilirler iptal davası açtırmayı, daha tecrübe sahibiler.) baksanıza onlar bile şaşırtıcı bir şekilde Ak Parti ile bir olup yasaya imza atıp, üstüne “sonuna kadar arkasındayız” dediler. Üç parti şaşırtıcı bir şekilde aynı konuda mutabık oldular. Bu konuda bir tek BDP muhalefet oldu. İnanamıyorum ama kararlarından dolayı kendilerini tebrik etmem lazım ve ediyorum da. Diğerleri de bunlara bakıp utansınlar.! 

Keşke bu mutabakata kalma konusunu bu ülke yararına olacak bir şey de yapsalardı. Bu üç partinin bu işten çıkarları nedir merak ediyorum. Yalnız milletvekilleri, halkın onları bu tarz adaletsizliklere göz yummaları için seçmediklerini, verdiklerini bu vicdansız kararın milletin istek ve iradesini yansıtmadığını anlasınlar! Her şey de milletin iradesiyiz biz deyip, arkasına sığınmasın kimse. Milletinin söylediklerine kulak asmadan hareket edene milletvekili, meclise de TBMM demem ben!