TSK’ya darbe çığırtkanlığı!

 

Ülkemizde bazı kesimler hala darbeden medet umuyorlar! Kendisinin demokrasiye ve halkın iradesine inandığını söyleyen ama gerçekten bundan çok uzak olan, sadece kendi iktidarının demokrasi ve halkın iradesi olduğuna inanan az ama etkili bir insan kitlesinden bahsediyoruz. Aslen darbeler, sadece darbe yapan cuntacılar tarafından değil, bunların sivil kanadını oluşturan kesim tarafından da desteklenmiştir ve hala desteklenmektedir. Çünkü başka türlü iktidara gelemezler!

 

TSK’yı “Ordu göreve!” diye çağıranlar işte bunlar (siz anladınız kimler olduğunu)! Bu tek zihniyet, farklı kollardan yerlere sızarak ülkede hâkimiyetini uzunca yıllar devam ettirmiş ama artık her şey ortaya çıkmıştır; yaptıkları ve yapmak istedikleri şeyler yüzünden yargılanmaktadırlar. Bu kesimin dışarıda kalan kısmı ise hüsrana uğramışlar, eski güçlerini elde etmek için çareler aramışlardır. Tabii olarak gözler yeniden orduya çevrilmiş ama ordu büyük oranda cuntacılardan temizlendiği için umdukları gerçekleşmemiştir. Sorun şu ki bu kesim ordunun tamamını kendileri gibi zannettiler. Üç beş kişi içeri girse de sorun yoktu, nasıl olsa“ordu demek biz demektir!” düşüncesi ile hâkim bu kafalarda. Darbe girişimini bırakın düşüncesi bile olmayınca, bu denli hayal kırıklığı yaşayıp “kâğıttan kaplan” ya da “Türk Silahsız Kuvvetleri” ve “Paşa köpek” gibi ağır ve hakaret içeren sözler söyleme sebepleri de işte bu! Onlara göre bunca yıllık can yoldaşları onlara ihanet etmiştir. Oysa aksine ihanet içinde bulunanlar temizlenmiştir.

 

Yıllarca ordu içindeki darbe yapanlara karşı eleştiriler söz konusuydu. Şimdi ise orduya darbe yapmadıkları için eleştiriler ve saldırılar var. Bu saldırılar karşısında Genelkurmay geçenlerde açıklama yapmış böyle kışkırtmalara gelmeyeceklerini söyleyerek adeta “Havada bulut siz bu işi unutun!” demiştir.

 

Sayın Kılıçdaroğlu ise bu savunma karşısında Genelkurmay Başkanını "eleştiriye tahammül etmiyorsan o koltuğu bırakacaksındiyerek istifaya çağırmıştır. Belli ki kendisi eleştiri ve hakaret ayırımını yapamamakta veya yukarıda bahsettiğim hüsran duygusu ile hareket etmektedir. CHP genel başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun TSK’ya yaptığı eleştiriyi bu açıdan son derece sakıncalı buluyorum. Siyasi bir partinin-ki hem de CHP gibi köklü bir partinin- başkanını bu tarz hesaplar ve niyetler peşinde olması ülkemiz ve demokrasimiz açısından son derece rahatsızlık vericidir. Yarın öbür gün darbe şakşakçılığından kapatma davası açılırsa partiye, bunun sebebi kendisidir. 

 

Sayın Kılıçdaroğlu ve partisi bugün gösterdikleri bu özgüveni ve cesareti yıllar öncede birkaç kez gösterselerdi keşke. Belki o zaman bu ülke darbe üstüne darbe yiyerek gerilerde kalmaya mahkûm olmazdı. Yine de ben onlardan samimiyet beklemiyorum, benim için umutsuz vakalar.