Ortam biraz yumuşasın istedim de...



Onlarla sokaklarda dolaşıyorsunuz veya sahneye çıkıp şarkı söylüyorsunuz? İnanın bir karışlık etekler... Şorttan daha kısa... Gazeteci de fotoğrafını ibret olsun diye çekince, vay sen misin çeken... Milli gururumuz Belçikalı Hadise adamlarına talimat vermiş, konserlerinde sahneye gazeteciler yaklaşamıyor. Taa 30 metre ileriden fotoğraf çekebiliyorlar. Hadise Hanım en son 19 Mayıs günü yine bir karışlık kısacık eteği ile sahnede idi. Ayşe Özyılmazel diye bir şarkıcı kız var. Bir karışık eteği ile sokaklarda dolaşıyor. Gazeteciler geçen gün fotoğraflarını çekmiş. Aman Allah'ım... Ne siz sorun ne ben anlatayım. "Siz şimdi bu fotoğrafları kocaman koyarsınız" derken durumun farkında... Ne görüldüğünün tabii ki... Onlar böyle kısacık etekler giyerken çok normal, gazeteci fotoğrafını çekerse suçlu...

Demet Akalın da son konserinde her zamanki gibi mini etekli idi. Ama altına şort giymiş. A be kızım... Madem şortla örtünecektin, neden o kadar kısa mini etek giyersin? Buna teşhircilik denmiyor mu? Neyse bize ne...

Önceki akşam canım çekti, TRT Müzik'te Zara'nın programına takıldım. Ne göreyim? İnsan ve ses olarak çok sevdiğim iki arkadaşım var. Belkıs Akkale ile İzzet Altınmeşe'yi dinlerken 30 yıl öncesine gittim. Sanki beraber büyüdüm onlarla... Ama sırası gelmişken bir kinaye de yapacağım. Şu yönetmen veya resim seçici kardeşler çekim sırasında uyuyor musunuz? Yoksa aranızda muhabbete mi dalıyorsunuz? İzzet Altınmeşe konuşuyor ama ekranda hep Zara var. Ses var, görüntü yok. Bu hata TRT'de her zaman oluyor. Sadece TRT'ye özgü değil. Kim konuşuyorsa onu izlemek doğru olmaz mı?

Son günlerde TV'lerdeki bütün tartışma programlarında 'kaset savaşı' var. Haliyle de aklıma hep Raks firması geliyor. Manisa'daki kaset fabrikası dünyanın en son teknolojisi idi. İşçisi yoktu, 300 mühendis çalışırdı. İki kez gezmiştim. Sanki uzay üssü gibi bir fabrika idi. Bu konuda Japonlar'ı sollamıştı. Dünyaya boş kaset satardı. Yazık oldu.

Çeşitli kurumlara bağış yapmaya karar verdim... Örneğin müzik albümünden elde edilecek gelire dokunmayacağım. Tamamını Kızılay'a bağışlıyorum. Tabii masraflar çıktıktan sonra... "Nereden çıktı bu albüm, sen şarkıcı mısın" diye sormayın. Her albüm yapan, hatta olmayan gelirini hava olsun diye bağışlayanlar sanki şarkıcı mı? Ömür Gedik adında kocaman bir kadın var. Sanırım 40 yaşını çoktan aşmış. Çünkü kocaman çocukları var. Medya yöneticisi kocası sayesinde sinema eleştirmeni, köşe yazarı derken TV'ci oldu. Bu da kesmeyince 'şarkıcı' olacağım dedi. Normal ama erkek arkadaşı Ferhat Göçer... Onunla yarışıyor. Şimdi albüm hazırlıyormuş. Albümün satışından elde edilecek geliri Hayvan Severler Derneği'ne bağışlayacakmış. Allah'ınızı severseniz söyleyin. Kim gider de o albüme para verir? En sevilen şarkıcıların albümleri iki seksen yatarken... Güler misin, ağlar mısın? Ömür Hanım, Ferhat Göçer ile yan yana göründü diye kendini Sezen Aksu filan sanmaya başlamıştır.

Ben de ona özendim, albüm yapacağım, yooo kitap da yazacağım. Gelirlerini de bağışlayacağım. Hayal kurmak, palavra atmak para ile mi?..