VATANSIZLIK

Evet! Evet…

Suriye ve Afganistan’dan bahsediyorum.

Milyonlarca insanın bir daha geri dönmemek üzere vatanını terk etmesini diyorum.

Ne acı…

Bir vatanı olmamak!

Doğup büyüdüğün seni sen yapan toprağın; canının, kanının bir zaman içinde yok olması, ıssız bir çölde tek başına yapayalnız kalmak…

Aklımızın ucundan bile geçmez, böyle bir şeyin bizlerin de başına gelebileceği…

Afganlı, Suriye için de çok önceleri akıllarının ucundan geçmiyordu, vatansız kalacakları.

Muhtemelen zamanında birileri, “Böyle giderse vatansız kalacağız.” diye moral bozucu konuştuğunda Afganlılar, Suriyeliler gülüp geçiyorlardı.

Vatanını terk etmenin nasıl bir duygu olduğunu empati kurarak anlamaya çalışıyorum ama yapamıyorum, olmuyor. Çünkü bu duygu bana çok uzak…

Vatan başka bir şeye benzemez…

Evini, yurdunu, işini; dilini, dinini, ırkını; geçmişini, geleceğini kısacası her şeyini ama her şeyini terk etmek ve çırılçıplak kalakalmak…

Afganlılar, Suriyeliler…

Vatanlarını terk etmelerinin nedeni ne olursa olsun hiç fark etmez sonuçta vatansız kaldılar. Bundan sonrada hiçbir zamanda bir vatanları olmayacak…

Kaybetmeden anlamak gerek vatanın değerini çünkü; kaybedildiğinde bir daha geri gelmez vatan.

Sanırım ne demek istediğim anlaşıldı…

Gerçek anlamda sahip çıkmak, onu var gücümüzle koruyup kollamak güçlendirmek gerek; sözlerle, laflarla, sembollerle, hamasetle falan değil; çalışarak, didinerek, canımızla, kanımızla var gücümüzle…

Emperyalistler kimsenin gözünün yaşına bakmaz, onlar zayıfı yemek için hep pusudadırlar. Bugün Afganistan, Suriye yarın…

Hangi ülkenin ocağını söndürdüklerinin bir önemi yok. Onlar dökülen kana, gözyaşına bakmazlar, tek dertleri sömürü ve talandır. Sömürü ve talan için herkesle pazarlık yaparlar. Hak, hukuk, adalet; kadının sömürüsü, köle düzeni fark etmez. Koskoca Afganistan’ı Taliban’a bırakıp çıktılar. Umurlarında olmadı Afgan halkı… Olmaz da…

İbretliktir Afganistan, Suriye…

Her şeyden vaz geçilir ama vatandan asla vaz geçilmez.

Vatan olmadan olmaz…