MIT Bilim ve Teknoloji Girişimleri Çekirdek Fonu’nun (MIT MISTI) destek verdiği bilimsel araştırma projesinde, iki ülkeden bilim insanları deprem fay hatları incelemelerinden elde ettikleri veri ve bulgularını karşılıklı paylaşarak deprem olayını anlamak için küresel boyutta modeller oluşturmayı amaçlıyor. Amerika’daki San Andreas Fayı ve Türkiye’deki Kuzey Anadolu Fayı, her iki ülkenin yüzde 40’ından fazla bir bölgede sosyal yaşam ve ekonomi açısından büyük risk taşıması gibi benzer özellikler taşıyor.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ile Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT), ABD ve Türkiye için en önemli ve güncel deprem tehlikesi taşıyan San Andreas Fayı (SAF) ve Kuzey Anadolu Fayı (KAF) üzerinde bilimsel araştırma yapmak üzere iş birliği yapacak. MIT Bilim ve Teknoloji Girişimleri Çekirdek Fonu’nun (MIT MISTI) 2017 – 2018 akademin döneminde destek verdiği beş projeden biri olan bilimsel araştırma projesinde, iki ülkeden bilim insanları deprem fay hatları incelemelerinden elde ettikleri veri ve bulgularını karşılıklı paylaşarak deprem olayını anlamak için küresel boyutta modeller oluşturmayı amaçlıyor. İki ülkedeki Kuzey Anadolu ve San Andreas Fay hatlarının geniş ve karmaşık davranışını anlamak için uzun dönemli davranışlarının inceleneceği araştırmada sismolojik, jeodezik ve jeolojik olarak incelemeler yapılacak.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Jeodezi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semih Ergintav ve MIT’den Prof. Reilingerat’ın ortak projesi olan ve “NAF-SAF Seed” projesi olarak adlandırılan çalışmaya ayrıca Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nden Prof. Dr. Hayrullah Karabulut ve Doç. Dr. Özgün Konca da destek veriyor.

Her iki fay hattı da iki ülkenin yüzde 40’ından daha büyük bir kısımda büyük risk oluşturuyor

Proje hakkında bilgi veren Prof. Dr. Semih Ergintav, San Andreas (SAF) ve Kuzey Anadolu (KAF) fay hatlarının pek çok ortak özelliğe sahip olduğunu, her iki fayın iki ülkenin de yüzde 40’dan büyük bir kısımda sosyal yaşam ve ekonomi açısından büyük bir risk oluşturduğunu ifade etti. Ergintav, “Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri’nden bilim insanları olarak iki ülkedeki fay hatları üzerinde ortak araştırmalar gerçekleştireceğiz. Bu noktadaki en büyük kaynağımız her iki fay hattının pek çok ortak özelliğe sahip olması. Kuzey Anadolu ve San Andreas fay hatları, kıtasal-okyanusal levha sınırları boyunca benzer kayma hızlarına, benzer hareket davranışlarına sahip. Ayrıca her iki fay hattı boyunca asismik bölgelerin varlığı, bir başka deyişle Amerika’da San Francisco ve Türkiye’de İstanbul civarı gibi kilitlenmiş deprem üretme potansiyeli olan bölgelerin benzerliği, her iki fayın davranışına yönelik mekanik modellerin oluşturulması sırasında paralel çalışmalar yapılması ihtiyacını ortaya çıkarıyor” diye konuştu.

Altı kişilik bir çekirdek gruptan oluşan proje ekibi, her iki ülkedeki farklı kurumlardan ve üniversitelerden araştırmacılar ile birlikte geniş bir araştırmacı ağı meydana getirecek.

Prof. Dr. Semih Ergintav, projenin Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ile MIT arasında 20 yıla yakın zamandır devam eden iş birliğinden de destek alarak iki ülkenin bilim insanları arasındaki mevcut ilişkileri güçlendireceğini ve her iki taraftaki öğrencilerin üretkenliğini artıracağını belirtti. Engintav, ‘’20 yılı aşkın süredir fayların davranışlarını gözlemeye yönelik teknikler geliştirmeye ve deprem süreçlerini anlamaya yönelik üretken bir şekilde devam eden iş birliğinin, yeni genç araştırmacılarla genişlemesini ve ivmelenerek sürdürülmesini hedefliyoruz. Hedefimiz iş birliğinin sadece proje süresince değil, daha uzun yıllar devam etmesi’’ diye konuştu.

Editör: Haber EDİTÖR