Bugün yas günüdür bayraklarımız yarıdadır. Ellerimiz açıktır ve hep duadadır dilimiz. Halkın tamamına yakını böyle yapmaktadır. Buna şahit olduk ve bunu gördük. Bidon kafa der, aslında bidonlaşan ahlakıdır o zatın. Çünkü boştur ve kötülük dolmaktadır bidonuna. Herkeste eksik olan neyse o düşer payına! Göbeğini kaşıyan adam der, aslında kaşınan kendisidir. Kaşınarak gidecek öteye. Uludere'de ölen çocuklara katır der, oysa katırlaşan zihniyetidir. Tepilecek olan mukavvadan zikridir. Madenci Kardeş, hoş gör bu zatı. Sen yerin altında karanlıkla da mücadele ediyorsun ve karanlık düşünceleri de çok iyi biliyorsun. Bir ışığınla yok edersin karanlığı... Küfreden bu karanlık zatın saltanatı da bir mum yakıncaya kadardır. Az da olsa uç noktada hareket edenlerde yok değil. Bir dereceye kadar onları da anlamaya çalışıyorum ama şirazeden çıkanı anlayamıyorum. Haleti ruhiyelerini çözemiyorum. Vicdanı gündüz gözüyle dahi göremeyen bu körlere, şefkati güneşin içine koysak dahi alamayacak olan bu karanlıklara hiçbir şeyi anlatamazsınız. sadece insaf diyebilirsiniz. Sadece sizi Allah'a havale ediyorum demek lazım. Küfretmek onların seviyesine düşmek demektir. Kavga çıkartmak onlardan farkımızın kalmadığını ispat etmek demektir. Sadece o zavallı, acınası ve dua edilesi hallerine üzülmeliyiz. Onlar içinde dualar etmeli, kalp gözlerinin ve akıl kapılarının açılması, vicdan yollarının açılması, şefkat ellerinin işlemesi için yardım dilemeliyiz Rabbimizden. Sizler için 78 milyon- pardon bir eksik- dua ediyor. Onun için kaç kişi dua edecek merak ediyorum. Sizlere edilen dualar, dökülen gözyaşları cennet yolunun açılması için birer gülistanlık yol olur inşallah. Madenci kardeş, Sen yer altında ecel şerbetini içerken yeryüzünde echel şerbetini içen de yok değil. Sen cennete giderken helal kazancın, alın terin ve namusunla bazıları da kendi cehennemine odun taşıyor kamyon kamyon. Cehennemin yolu otobandır, bazıları sürat yapıyor. Onu da uyaran levhalar yok değil! Arabasına, hızına, tozuna ve gazına güvenmesin hiç kimse! Bugün varsın yarın yoksun. Müstahakkını öyle bir bulursun ki ne olduğunu dahi anlayamazsın. Bu yüzden sözünü geri al, özür dile madencilerimizden. Haklarını helal eder belki şehit olan madencilerimiz. Çünkü onlar seni duyar ölü değildirler. Madenci kardeş, Senin karalığın sana bu ölümleri müstahak olarak gören zihniyetten daha beyazdır daha aydınlıktır. Bunu bilesin. Bizler sizin cenazeleriniz üzerinden siyaset yapanlara karşı duracağız. İhmali, hatası, kusuru olanı da elbette takip edeceğiz. Lakin size dua etmemiz icap ederken suç isnat etmemiz, karalamamız hiç hoş değil. Müstahaksınız dememiz asla ve asla affedilecek bir durum değil. Daha cenazelerimiz çıkmamıştı madenden. Son cenaze çıkana kadar herkes eleştirisini, şikayetini ve içindekini tutsaydı iyi olurdu. Acı var ortada, paylaşmamız gereken ve azaltmamız gereken kocaman bir acı... Size bu ölümü müstahak olarak gören ve bunu söyleyen kalbi fukara, vicdanı para olan zat, kömürleşmiş düşüncelerinin karbon monoksitinden zehirlenmiş de fark etmiyor. Kendi grizu patlamaları içinde yerle bir olmuş da görmüyor. İçten içe yanıp bitiyor da ir bardak su vereni yok. Sırça köşklerde durup ahkam kesmek kolay olsa gerek. Fildişi kulelerden bakıp da yorum yapmak çok güzel. Madenci Kardeş, Alın terinizle gasledildiniz. Gözyaşıyla kefenlendiniz. Türkiye'nin kalbine defnedildiniz. Şimdi hangi cennetin çiçeğisiniz. Hangi cennetin kelebeği... Hangi cennetin bülbülü yahut gülü... Bugün yaş günüdür gözlerimiz hep kapıdadır. Bir umut diye sağ çıka biri... Güle eşi çocuğu her biri... Rengimiz karadır, kalbimiz yaradır. Soma'dır adımız sorma komadır... Taş gelir duman gelir! Grizu gelir, ihmal gelir! Yangın çıkar karbon monoksit gelir. Ve canımız gider. Hakkımız helaldir ama hakkınız helal mi 78 milyona -bir kişi eksik- bilmiyorum.