Sosyal paylaşım ağlarının kullanım sıklığı ve etkileri üzerine yapılan bir araştırma, yeni neslin sanal ortamda iletişim değil, iletişimsizlik alanı inşa ettiklerini gözler önüne serdi. Araştırmada, gençlerin farkındalıklarının yeterli olmadığı ve bunun sonucunda da çelişkili yorumların ortaya çıktığı belirlendi. Günün büyük çoğunluğunu bilgisayar başında geçiren gençlerden sosyal ağların kullanımına yasak ve sınırlama getirilmesini isteyenlerin oranı ise yüzde 54’leri buluyor.

Gaziantep’te 500 lise öğrencisi üzerinde anket çalışması gerçekleştirilerek, ‘Sosyal Paylaşım Ağlarını Kullanma Sıklığı ve Etkileri’ konulu araştırma gerçekleştirildi. Gaziantep Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özkan Yıldız ve Gaziantep Kolej Vakfı’ndan bir grup eğitimci ile öğrencinin TÜBİTAK için hazırladıkları araştırmada ilginç sonuçlar dikkat çekti. Yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, öğrencilerin yüzde 89’u sosyal ağlarda 30 dakika ile 1 saat arasında vakit geçiriyor. Öğrencilerin yüzde 20’si çevresindeki kişilere uyum sağlamak için sosyal paylaşım ağlarını kullanırken, ilgi ve ihtiyaçlar göre hareket etmediklerini söyleyenlerin oranı ise yüzde 33.

Anket verileri öğrencilerin farkındalıklarının yeterli olmadığını, bunun sonucunda çelişkili yorumlar içerdiğini de ortaya koydu. Serbest zamanlarında öğrencilerin büyük bir kısmının bu ağlarda vakit geçirmelerine rağmen bu ağların kullanımına yasak ve sınırlama getirilmesi gerektiğini düşünenlerin oranı yüzde 54’lerde kalıyor. Sosyal paylaşım ağlarını kullananların sosyo-ekonomik durumlarının orta ve üst düzeyde olduğu belirlenirken, araştırma grubunun aile durumu değerlendirildiğinde babanın eğitim durumunun anneye göre daha iyi olduğu görüldü.

Öğrencilerin, yüzde 12’si sosyal paylaşım ağlarını yeni arkadaş edinmek, yüzde 64’ü arkadaşlarıyla iletişim kurmak olarak kullanırken, akademik bilgi paylaşımı ise yüzde 4 oranlarında kalıyor. Sosyal paylaşım ağlarına üye olduktan sonra yaşamında herhangi bir değişim olmadığını söyleyenlerin oranı yüzde 17 iken, yine internetin insanları toplumdan soyutladığı fikrine yüzde 40’ı katılıyor. Yüzde 67’lik bir dilim de internet nedeniyle arkadaşlarıyla daha az vakit geçirdiklerini söylüyor. Öğrencilerin yüzde 66’sı internette birisiyle görüşmediğini söylerken, yüzde 39’u ise ağ aracılığıyla tanıştığı ve uzun süredir iletişim halinde olduğu arkadaşlarının bulunduğunu belirtti.

Araştırma sonuçlarını değerlendiren Gaziantep Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özkan Yıldız, sosyal paylaşım ağlarının net bir şekilde artı ve eksileriyle tanımlanması, öğrenilmesi ve farkındalık düzeyinin artırılarak bilinçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Yıldız, ‘‘Yeni iletişim ortamlarının temel özelliklerinin getirisi olan ‘kontrol’ kavramına daha etraflıca bakılması gerekmektedir. Bu tarz araştırmalar yapılması gerekenler hakkında bizlere ışık tutmaktadır. Burada temel olarak yapılması gereken şey eski tanımları gözden geçirmek ve dönüşümü iyi anlayarak gelecekte nasıl bir ‘sosyal ortamın yaratılacağını’ öngörebilmektir. Sonuç olarak bu araştırma ile birlikte toplum bilimcileri yeni bir ‘sosyalleşme’ tanımı üzerinde etraflıca çalışarak literatüre kazandırmaları konusuna davet etmekteyiz.” dedi. mutva.com
Kaynak: cha