Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, oruç ile vücudun istirahata çekildiğini belirterek, “Oruç tutarak, organlardaki dokuların jenerasyonu dediğimiz kendilerini tamamlamaları, kendilerini yenilemeleri, hücrelerin içinde meydana gelen patolojik yapıları temizlemesi için bir imkân, bir nadas, bir zaman vermiş oluyoruz." dedi.

Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, Nubihar Derneği'nde katıldığı programda 'Ramazan ve Sağlık' konulu bir sunum gerçekleştirdi. Sohbet ortamında geçen programda, oruç tutacak olan vatandaşlara sağlık konusunda uyarı ve tavsiyelerde bulunan Rektör Omay, Ramazan'ın insan bünyesine sayısız faydası olduğunu anlattı.

Prof. Omay, “Şüphesiz vücudumuzun, en çok Ramazan'da etkilenen bölümü sindirim sistemidir. Sindirim sistemi deyince ağzınızdan başlayıp tükürük bezleri ile birlikte yemek borusu ile devam eder. Mide, oniki parmak bağırsağa, ince ve kalın bağırsakla daha sonra tıp dilinde vektüm dediğimiz çıkış bölümüyle sona eren bir sistemden bahsediyoruz. Bu sistemde hazımla ilgili birebir bağlantılı olan karaciğer, safra kesesi ve pankreas dediğimiz organlardır. Oruç en fazla bunlarla ilişkili olduğu için oruç tutmanın bunlara verdiği fayda ve zararlar nelerdir? Yaklaşık 11 aydır dolaşım sistemimiz 4 ve 6 saat aralıklarla arada da çay, kuruyemiş ve meyve takviyeleriyle 11 ay boyunca inanılmaz bir faaliyet gösteriyor. Geceli gündüzlü eşit olmadan çalışıyor.” dedi.

VÜCUT İÇİN EN İYİ NADAS

Yılda bir ay oruç tutularak vücudun istirahata çekildiğini ifade eden Rektör Omay, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Oruç tutarak, organlardaki dokuların jenerasyonu dediğimiz, kendilerini tamamlamaları, kendilerini yenilemeleri, hücrelerin içinde meydana gelen patolojik yapıları temizlemesi için bir imkân, bir nadas, bir zaman vermiş oluyoruz. Sindirim sistemi içinde de istirahata en fazla ihtiyacı olan karaciğerdir. Karaciğer tüm vücuttaki asit ürünleri, zehirleri temizleyendir. Birçok fonksiyonu yanında en önemli fonksiyonu budur. Bizim sürekli yiyip içmekle meşgul etmediğimiz bu saatlerde karaciğer hem kendisini temizliyor hem de bütün bir vücudun kir ve zehirlerini temizlemiş oluyor.”

"ORUÇ, HASARA UĞRAMIŞ HÜCRELERİN ONARILMASI İÇİN ÇOK KIYMETLİ BİR İBADET"

Bir tıp hocası olarak kanaatinin oruca en fazla ihtiyacı olan organın karaciğer olduğunu işaret eden Rektör Omay, “İkincisi ise Pankreastır. Peki, pankreas ne yapıyor? Biliyorsunuz gıdaları yediğimizde onları hazmedecek katalizörleri, enzimleri parçalayıcıları bol miktarda 12 parmak bağırsağına boşaltıyor. Ayrıca insülin yapıyor. Oruç tutarak bu organımızı da rahatlatmış bulunuyoruz. Madem oruç bu iki organa iyi geliyor. Bu iki organ yetmezliğinde oruç tutalım mı tutmayalım mı? Karaciğer yetmezliğinde karaciğer faaliyetleriniz bozuldu. Ki bunun içinde sirozlar var, hepatitler var, çeşitli hastalıklardan, bu durumlarda oruç tutulduğundan, demin söylediğimin tam tersi karaciğere daha çok yüklenmiş oluyoruz. Karaciğer yetmezliği olan hastalarımızda oruç tutma maruzatı var. Şeker hastalarını oruç tutabilir mi? Diyabetin tıpta iki şekli var, tip 1’de daha çok yaşayan insanlar yaşlılıkta ortaya çıkan ve şişkolukla yoğun bir şekilde ortaya çıkan hastalıktır. Tip 2’de ise kan şekeri değeri 120-150 arasında değişen hastalarda oruç tutma imkânı var. Ama bunun dışında daha yüksek derecede değişen kan değerlerine sahip yani insüline bağlı hastaların oruç tutmaları mahsurlu oluyor. Safra kesesi hastalığı, daha çok tombul sarışın kadınlarda olmakla beraber bazı erkeklerde olabiliyor. Bu durumda susuz kalmak, sıvı alımında azalma olduğu zaman safra kesesindeki taşların oluşumunda artış gözleniyor. Ancak oruç dönemindeki susuzluğun safra kesesinde herhangi bir iltihaplanmanın olmaması halinde oruç herhangi bir zarar vermiyor. Orucun kan dolaşım sistemi üzerinde de olumlu faydaları var, oruç sayesinde zarar gören damarların onarımı kanda bitmiş olan toksin maddelerin, hasara uğramış hücrelerin onarılması için zaman veren çok kıymetli bir ibadettir. Günde en az 400 ml su gereksinimi olan böbrek yetmezliği hastalarına da oruç tutmalarını yasaklıyoruz. Gece su ihtiyacını gideren böbrek hastası olamayanlara da orucun büyük bir faydası var. Böbrek taşı olan hastalarımızda da oruç tutmalarını Onbahis uygun görmüyoruz.” ifadelerini kullandı.

"ORUÇTAN EN BÜYÜK FAYDAYI SAĞLAMASI BEKLENEN SİNİR SİSTEMİDİR"

Rektör Omay, konuşmasında sinir sistemine de değinerek, “Oruçtan en büyük faydayı sağlaması beklenen sinir sistemidir. Aktif glikozu kullanabilen bir sistemdir. Herhangi bir şekilde vücutta depolanan yağları kullanabilen bir sistem değil. Gündüz uzun süre boyunca bizler bu glikozu alamamaktan kaynaklanan sinirlerimiz geriliyor. Eğer önemli bir beyin hastalığınız yoksa aktif glikozun yokluğunda bir mahzur tertip etmeyecekse sinir sistemi de benzer bir şekilde Ramazan ayında kendini bir gözden geçiriyor. Bilgisayar terimi ile söylersek kendini resetlemiş oluyor. Kendini yeniden kurguluyor, kendini yeniden düzenliyor ve yeni bir yıla çok daha aktif bir şekilde girebiliyor. Dediğim gibi kritik meslekler yapılmıyorsa mesela pilotlar, uzun süre araba başında direksiyon sallayanlar, ani reflekslerinin azalmaması için oruç tutmayabilirler. Bu çok yapılan bir hata. Uzun yolculuklarda ne de olsa rahattır denilip uzun süre oruç tutulması refleksleri düşüyor maalesef. Bu doğru değil. Bir de çok kritik bir ameliyat yapan cerrahlar gibi kritik meslek sahipleri yaptıkları işlerle alakalı oruç tutup tutmamaları tartışılması gerekiyor. Oruç ayında cinsel ilişkiden kaçınmak sanki biyolojik yönü fazla olmayıp da daha çok nefsin terbiyesi ile alakalı biliniyor. Cinsellikten uzaklaşma ruhi birçok faydasının yanında cinsel sistemimizin de aynı diğer sistemlerde olduğu gibi yenilenmesi, canlanması, mutasyon dediğimiz, genetik hataların olduğu, hücrelerini yenilemesi, spermlerin bu hatalardan temizlenmesi için bir zaman kazanması gibi faydaları var. Cinsel aktivitelerinin düşmesinin bu açılardan çok büyük faydaları var. Tabi gençlerimiz açısından da oruç tutmanın kötülüklerden, haramdan kaçınmak gibi büyük bir faydası var.” diye konuştu.

Kaynak: cha