Güneşle birlikte cilde temas eden ve göz ile görülemeyen ultraviyole ışınlarının, bir yandan cildin çillenmesine, lekelenmesine, erken yaşlanıp çizgilenme ve kırışmasına yol açtığı, diğer yandan da cilt kanserlerinin oluşmasını tetiklediği ifade edildi.

Samsun Medical Park Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Mustafa Kemal Gül, cilt kanserleri hakkında bilgi verdi. Dr. Gül, cilt kanseri görülme sıklığında artış olduğunu belirterek, "Güneşle birlikte cildimize temas eden ve göz ile göremediğimiz ultraviyole ışınları, bir yandan cildin çillenmesine, lekelenmesine, erken yaşlanıp çizgilenme ve kırışmasına yol açmakta diğer yandan da çeşitli cilt kanserlerinin oluşmasını tetiklemektedir. Güneş ışınlarına maruz kalan ciltteki elastin lifleri zarar görür ve bu tahribat sonucunda cildin elastikiyeti bozulur, cilt sarkar ve darbelere, gerilmelere karşı mukavemetini büyük ölçüde kaybeder. İnsanlar bunun doğal bir yaşlanma süreci olduğunu zanneder. Oysaki yeterli korunma önlemlerini almadan güneşlenmeyi bir alışkanlık haline getiren ve tekrarlayan güneş yanıkları hikayesi olan 30 yaşındaki bir kadının cildi 40 yaşındaki normal bir kadından daha fazla yaşlanır." dedi.

Cilt kanserlerinin görülme sıklığında artış olduğunu ve güneşin zararlarının ciltteki erken yaşlanmadan daha tehlikeli olanının ise kanser olduğunu belirten Kemal Gül, "Dünyada birçok kanserin görülme sıklığı giderek azalma eğilimi göstermesine rağmen, cilt kanserlerinin görülme sıklığında artış devam etmektedir. Yine tüm kanserlerin içinde en sık görülen kanser cilt kanseridir." şeklinde konuştu.

Esmer ve koyu tenli insanlar zararlı güneş ışınlarına karşı daha dirençli olduğunu belirten Gül, "Malign melanom cildin en az görülen ancak en saldırgan ve en sıçrayıcı kanseridir. Cildimize doğal rengini veren melanin renk maddesini üreten 'melanosit' adındaki cilt hücrelerinin kontrolsüz çoğalması sonucu gelişen cilt kanseridir. Erken evrede cerrahi ile kalıntı bırakmadan çıkarılması halinde tam iyileşme sağlanır. Ancak gecikme ve ihmal durumunda en tehlikeli kanserden bile daha saldırgan bir davranış sergiler. Beyin, akciğer, karaciğer ve kemik gibi organlara rahatça sıçrayabilir. Malign melanom,18 yaş öncesi gençliğinde veya çocukluğunda su toplayan kabarcık oluşturacak kadar şiddetli ve tekrarlayan güneş yanığı hikâyesi olan kişilerde bu yanıklardan 15-20 yıl sonra gelişme eğilimindedir ve bu kişiler malign melanom için yüksek risk taşırlar. Esmer ve koyu tenli insanlar zararlı güneş ışınlarına karşı daha dirençlidir ve cilt kanseri bu kişilerde daha az görülür. Yakınlarında cilt kanseri öyküsü olanlar, yoğun güneş alan bölgelerde yaşamak ve çalışmak zorunda olanlar, yüksek rakımda ikamet edenler yassı hücreli ve bazal hücreli cilt kanseri için, kenarları düzensiz, koyu, siyah, kahverengi, lacivert benlere sahip olanlar malign melanom için yüksek risk taşımaktadır." ifadelerini kullandı.

"ET BENLERİ CİLT KANSERİNİN EN ÖNEMLİ BELİRTİSİ"

Cilt kanserlerinin belirtileri hakkında bilgi veren Mustafa Kemal Gül, "Küçük, düzgün yüzeyli, parlak mum benzeri kabarık ve güneşin en çok etki ettiği cilt bölgelerinde sonradan ortaya çıkan kalıcı ve yavaş büyüyen oluşumlar bazal hücreli cilt kanserine işaret eder. Sert, kırmızı renkte, kanamaya meyilli ve karnabahar yüzeyli, kaşıntılı ciltten kabarık urların yassı hücreli cilt kanseri olma ihtimali çok yüksektir. Doğuştan var olan ya da sonradan gelişen koyu renkli, kenarları düzensiz, asimetrik, ciltten kabarık ve yüzeyi pürtüklü yada aynı yükseltide olmayan, genellikle 6 milimetre den daha büyük çaptaki benler malign melanom için yüksek risk taşırlar. Malign melanomların yüzde 80 ‘i daha önce var olan bir benden gelişir. Bu nedenle ciltlerinde doğuştan ya da sonradan gelişen benlerde meydana gelen renk değişiklikleri, şekil ve büyüme değişiklikleri veya kanama böyle bir ben’in malign melanom’a dönüştüğünü akla getirmelidir." dedi

Kesin teşhis hakkında bilgi veren Tıbbi Onkoloji uzmanı Uzm. Dr. Mustafa Kemal Gül, "Cildinde mevcut benlerde bir değişiklik gözlemleyen kişiler veya özellikle sürekli güneş ışığına maruz kalan cilt bölgelerinde kalıcı değişiklikler ortaya çıkan insanlar mutlaka konu ile ilgili bir dermatoloji uzmanına başvurmalıdır. Dermatolog, meydana gelen cilt oluşumlarını ve benleri dermatoskop denen gelişmiş büyüteçlerle inceler, üç boyutlu fotoğraflarını çeker ve takibe alır. Eğer kuvvetli kanser riski taşıyan ben yada cilt oluşumları saptanırsa kişi plastik ve rekonstruktif cerrahi uzmanına yönlendirilir ve ilgili ben veya cilt tümörü kalıntı bırakmadan, cerrahi sınırlarda yeterli emniyet sağlayacak genişlikte ve derinlikte çıkarılır. Alınan tümör patoloji laboratuarında uzman patolog doktor tarafında incelenerek kesin tanıya varılır. Kanser tanısı konduktan sonra hastanın tümörü medikal onkoloji kliniğinde evrelendirilir. Erken evre bir tümör ise hasta tam iyileşmiş sayılır ve periyodik kontrollerle takip edilir. Özellikle orta ve ileri evre bir malign melanom söz konusu ise ya tedbir amaçlı tamamlayıcı tedaviler veya tümörün yayılmasını engelleyen kemoterapi, hedefleyici tedaviler uygulanır." ifadelerini kullandı.
Kaynak: cha