Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) tarafından yayımlanan 'Suriye’deki Kürt Hareketleri' başlıklı raporda, Türkiye’nin Suriye Kürtleri ile doğrudan ve dolaylı ilişkiler geliştirmesi gerektiği belirtildi. Raporda Türkiye'nin PKK’nın Suriye Kürtleri arasında etkinliğinin daha da yayılmasını engellemek istiyorsa, Suriye Kürtleri’nin yeni Suriye’de siyasal sisteme doğru bir biçimde entegre olmasının sağlanması gerektiğine dikkat çekildi.

        Ahi Evran Üniversitesi Öğretim Üyesi ve ORSAM Ortadoğu Danışmanı Yrd. Doç.Dr. Serhat Erkmen tarafından kaleme alınan raporda, Suriye’deki Kürt siyasi hareketi geçmişten bugüne incelenerek, Mart 2011’de ülkede başlayan rejim karşıtı hareketlerin ardından Kürt grupların attıkları adımlar mercek altına alındı.

SURİYE KÜRT MUHALEFETİ DAĞINIK

        ORSAM tarafından yayımlanan raporda, Suriye’de uzun zamandan beri devam eden, kendi iç dinamikleri olan ve bölgesel gelişmelerden etkilenen bir Kürt hareketi bulunduğu, bu hareketin farklı aktörlerine bakıldığında pek çoğunun çok iyi örgütlenmiş güçlü partiler olmadığı ve Suriye rejiminin geleceği ve Kürtlerin talepleri konusunda farklı görüşlere sahip oldukları tespiti yapıldı.

        Suriyeli Kürtlerin Suriye’de otoriter ve totaliter sistemin değişmesini, yerine demokratik, çoğulcu, parlamenter ve ademi merkeziyetçi bir yapı kurulmasını, Kürt halkının Suriye ulusunun önemli bir parçası olarak tanınmasını ve Kürtlerin birleşik bir Suriye devleti içinde kendi kaderini tayin hakkının kabul edilmesini talep ettiği belirtilen raporda, Suriyeli Kürt siyasal aktörleri arasında Kürt Ulusal Konseyi (KUK) ile beraber öne çıkan diğer hareketin izlediği çeşitli stratejiler sayesinde Suriyeli Kürtler arasında en kazançlı örgüt konumundaki Demokratik Birlik Partisi (PYD) olduğu bildirildi.

        Mesut Barzani liderliğindeki KDP’nin Suriye Kürtleri üzerindeki etkisine de yer verilen raporda, Suriye’deki olayların başlamasından itibaren söz konusu partinin temkinli ama sürekli bir biçimde Suriyeli Kürtlerin hareketlerine destek verdiği ve bu bölgedeki etki sahasını genişletme arayışında olduğu tespit edildi. Dolayısıyla KDP’nin PYD’yle görünürdeki işbirliğinin aslında uzun süredir yürütmekte olduğu dikkatli ve etkili politikasının bir uzantısı olduğu ve soruna daha uzun vadeli yaklaştığı ileri sürüldü. 12 Temmuz 2012’de yaptıkları görüşmeden sonra PYD ve KUK’un oluşturduğu ortaklığın Suriye Kürtleri açısından önemli bir dönüm noktası olan 19 Temmuz sürecini başlattığı, bu süreçte Suriye içinde uzun vadede oluşturmak istenilen bir Suriye Kürt bölgesinin temellerin atılması hedeflendiği belirtilen raporda ne Suriye muhalefeti ne de rejimin Suriye’de bir Kürt bölgesinin varlığını kabul etmediğine yer verildi.

        BAĞIMSIZ DEVLET KURMA OLASILIĞI YOK

        Raporda, bölgenin toplumsal ve siyasal yapısı ile coğrafi ve demografik özellikler dikkate alındığında kısa ve orta vadede Esad yönetimi değişse dahi Suriyeli Kürtler’in bağımsız bir devlet kurma olasılığı bulunmadığı tespiti yapıldı. Bununla birlikte 19 Temmuz sonrası yaşanan gelişmeler Suriye’de bir Kürt bölgesi oluşabileceğini ve bunun özerk ya da federal bir hal almasının mümkün olduğunu gösterdiği belirtilen raporda, Suriye Kürtleri’nin Arap muhalefet hareketleri tarafından dışlanmaya devam edildiği sürece Kürt partileri ya radikalleşmek ya da sahayı PYD’ye bırakmak durumunda kaldığına işaret edildi.

        Raporda, Türkiye’nin Suriye Kürtleri ile doğrudan ve dolaylı ilişkiler geliştirmesi gerektiği belirtildi. Türkiye’nin; PKK’nın Suriye Kürtleri arasında etkinliğinin daha da yayılmasını engellemek için Suriye Kürtleri’nin yeni Suriye’de siyasal sisteme doğru bir biçimde entegre olmasını sağlaması gerektiği tespiti yapıldı. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani'nin Suriye’deki Kürt grupların uzlaşması için yürüttüğü çalışmaların Türkiye ile Betboo ilişkilerine etkisinin de ele alındığı raporda, son birkaç yıl içinde Iraklı Kürtler (özellikle Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi) ile Türkiye arasında gelişen yakın ekonomik ve siyasi ilişkilerin her iki taraf için de kolaylıkla bir kenara atılamayacak kadar önemli hale geldiğine vurgu yapıldı.

        “Iraklı Kürtler Türkiye ile geliştirdikleri bu ilişkileri Suriye’deki gelişmeler pahasına bir kenara bırakacak değildir.” denilen raporda, KDP’nin ya da Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin Suriye’deki girişimlerini hiçbir zaman sonlandırmayacağı ancak Türkiye’nin endişelerini kısmen giderecek politikalar izlemesinin daha yüksek bir olasılık olduğu dile getirildi.

        Terör örgütü PKK’nın Suriye’deki uzantısı olan PYD hakkında detaylı bilgilerin verildiği raporda, hareketin izlemekte olduğu strateji de ele alındı.

        PYD’nin rejimi devirmek isteyen muhaliflerle ortak hareket etmeyerek Esad yönetimine açıkça muhalefet eden Suriyeli Kürtleri sindirme sürecinde önemli bir aktör olduğunu ifade eden raporda, “Esad yönetimi ile PYD arasındaki ilişkiler bugün ne tamamen bozulmuştur ne de stratejik bir ittifaktır. Esad için PYD, muhaliflerin üstelenebileceği yeni alanlar oluşmasını engellemenin araçlarından birisi olarak görülmektedir.” denildi.

        PYD ile ilgili tespitler şöyle devam etti: “Esad yönetimi, bugün PYD’nin kontrolünde ve kendisine karşı yeni saldırıların planlanıp yürütülmediği Kürt bölgelerini, muhalefetin veya Barzani’nin kontrolünde gelecekte kendisine daha fazla sorun yaratacak bölgelere tercih etmektedir. Şu anda Esad için Suriye’de kurtarılmış Kürt bölgelerinin olması bu bölgeler muhalefete hizmet etmediği sürece çok önemli değildir."
Kaynak: cha