, toplantılar yapıyor hatta onlara yol gösteriyor.Bu bilgiler Fransız basınında, çeşitli dönemlerde gerçekleştirilen bazı operasyonlar sonrası gözaltına alındıkları halde serbest bırakılan militanlarla ilgili çıkan haber ve tartışmalarda açıkça yer alıyor.
PKK’NIN KİLİT İSİMLERİ
Yıllardır süregelen bu durum 2007 yılında dönemin, Uluslararası Terörle Mücadele Hakimi Jean Louis Brougiere’nin talimatıyla başlatılan ve başta Paris olmak üzere Fransa’nın çeşitli bölgelerinde gerçekleştirilen operasyonlarda su yüzüne çıktı. Güvenlik birimleri, PKK’nın Avrupa’daki üst düzey yöneticilerinden Ali Rıza Altun ve örgütün Avrupa kasası olarak bilinen Nedim Seven’in de aralarında olduğu 14 PKK militanını yakaladıktan kısa bir süre sonra serbest bırakınca Fransız basınında ‘İstihbarat-PKK ilişkisi’ tartışmaları başladı.

Fransız Le Figaro, Le Monde ve Le Parisien gazeteleri ile Le Nouvel Observateur, l’Express gibi haftalık dergiler yapılan operasyonlarda başta Paris olmak üzere Fransa’nın bazı bölgelerinde yakalanan PKK militanlarının Fransız Gizli İstihbarat Servisi (Direction de la Surveillance du Territoire-DST) adına çalıştığını buna karşılık servisin bu militanların faaliyetlerine göz yumduğunu yazdılar. Haberlerde İstihbarat servisinin PKK’nın Fransa’daki tüm faaliyetlerinden haberdar olduğu belirtilerek,“Servisin bir nevi casus ya da muhbir olarak kullandığı bu militanlar ayda ortalama bir kere İstihbarat Servisi üyeleriyle bir araya geliyor ve gizli servis gerektiğinde bu militanları kullanıyor” diye yazıldı. Le Monde Gazetesi'ne konuşan DST yetkilileri, PKK militanlarıyla ‘sarı çizgiyi' aşmamaları için temas içinde olduklarını doğruladılar.


FRANSA’DA SALDIRMAYIN SİZİ RAHAT BIRAKALIM
Dergi ve gazeteler adının açıklanmasını istemeyen bir istihbaratçının “PKK ile Fransız istihbarat servisi arasında ‘Fransa’da suikast saldırısı yapmayın, biz de sizi rahat bırakalım’ şeklinde ‘adı konulmamış bir anlaşma’ vardı” sözlerine de yer verirken, “bu temasların gerçekliğinin Fransız istihbarat servisi tarafından onaylandığını” belirtiyor.

İstihbarat servisi yetkilisinin “Genelde siyasi sığınmacı olan bu kişilerle ‘polis yönetim faaliyeti’ çerçevesinde bağlantı halindeyiz. Ancak bu kendilerini koruma altında sanmaları için bir gerekçe değil, şüpheli gördüğümüz hiçbir faaliyete göz yummadık. Tam tersi sarı çizgiyi aşmamaları için kendilerini uyardık” şeklindeki sözlerini aktarıyor. Gözaltına alınan bölücü örgüt üyelerinden üçünün avukatlığını yapan William Bourdon ise istihbarat servisi yetkilisiyle aynı fikirde olmadığını belirtiyor ve “D.S.T ve kısa adı RG olan ‘İç İstihbarat Birimi’ (Renseignement Generaux) tarafından takip ve kontrol ediliyorlardı. İstihbarat servisleri tüm etkinliklerinden haberdar olmasına rağmen şimdi yaptıkları faaliyetlerden dolayı suçlanıyorlar. Bu da şu soruyu akıllara getiriyor: Acaba Fransız istihbarat servisleri DST ve RG bu kişileri siyasi ajandalarına göre istedikleri gibi kullanıyorlar mı?” diyor.

FRANSA’DA YILDA 4 MİLYON EURO HARAÇ TOPLANIYOR

Haberlerde ayrıca şu ilginç ayrıntılara yer veriliyor:

“Terörle Mücadele Birimi (Sous-direction anti-terroriste (SDAT) polisleri tarafından yürütülen araştırma suç niteliği taşıyan operasyonları ortaya çıkardı. Operasyonlarda yapılan aramalar Kürt diasporası üzerine büyük baskı yapan PKK’nın Fransa’da yılda yaklaşık 4 milyon euro haraç topladığını ortaya koyan gizli muhasebe belgelerini çıkarmaya vesile oldu. Ele geçen paranın 34 bin euroluk kısmının uyuşturucu ile ilgili olduğu izine rastlandı."

INTERPOL TARAFINDAN ARANAN PKK’LILAR

PKK’nın Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’nin terörist listelerinde yer aldığını yazan Le Parisien gazetesi ‘Yakalanan kişilerden bazıları Sarkozy’nin Paris’in 10. bölgesinde bulunan seçim karargahının yanı başında ele geçirildi. Mahkeme, PKK üyelerini ‘Terörist bir örgütle işbirliği içinde yolsuz kazanç sağlamak üzere çete kurmak’, ‘para aklamak’ ve ‘teröre finans sağlamak’ suçlarından yargılıyor” diye yazdı. Dosyaya yakın bir kaynağın gazeteye verdiği bilgiye göre, yakalananlar İstihbarat servisine “PKK’nın örgüt yapılanması, işleyişi, özellikle Fransa’da mali kaynak sağlamak üzere para toplanması ile Fransa’daki bölümlerinin şematik tablosu’ hakkında tüm bilgileri aktardı. Fransız istihbarat servisi DST’nin düzenli ilişkide olduğu kontaklar arasında yer alan isimlerden birisi de PKK’nın kasası olarak bilinen Nedim Seven. Hakkında Interpol tarafından uluslararası tutuklama kararı çıkartılmış olan Seven, Türkiye’de 15 kişiyi öldürmekten aranıyor. Örgütün Belçika’daki öncülerinden 33 yaşındaki Canan Kurtyılmaz da Türkiye’de suikast saldırıları düzenlemekten Ankara tarafından aranıyor. Haberlerde, yakalananların hepsinin PKK’nın aktif militanları olduğu ve sorgulama dosyalarını bizzat Terörle Mücadele Hakimi Jean Louis Brougiere ile birlikte diğer Terörle Mücadele Hakimleri Thierry Fragnoli ve PhilippeCoirre’nin yaptığı belirtildi. PKK militanları dosyada ayrıca topladıkları haraçlarla, Kuzey Irak’ta bulunan PKK ve PKK’nın üst yönetim kadrosunca sivil hedefleri vurmak amacıyla kurulan “Kürdistan Özgürlük Şahinleri” (TAK) örgütüne finansman sağlamakla da suçlanıyor.

SADECE HOLLANDE DEĞİL DEVECİYAN DA GÖRÜŞTÜ

Yapılan operasyonlarda yakalanan PKK’lılarla ilgili haberlerde militanların Fransız gizli istihbarat servisi DST’nin yanı sıra Fransa eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin siyasi danışmanı ve eski ’Yerel Özgürlükler’ Bakanı, Patrick Deveciyan ile de resmi temas kurmuş oldukları belirlendi. PKK’nın Avrupa temsilcisi Ali Rıza Altun’un sekreteri olduğunu belirten Atilla Balıkçı kendisini sorguya çeken yargıç Fragnoli’ye “Ali Rıza Altun ile Fransız istihbarat servisi DST arasında arabuluculuk yaptığını” açıkladı. Balıkçı, Deveciyan ile de “Fransa’da yaşayan Kürt toplumu” adına görüştüğünü itiraf etti. Balıkçı’nın avukatı Jean-Louis Malterre de “En az 10 yıldan beri Fransız otoritelerinin izniyle para toplayan bu insanların birdenbire tehlikeli teröristlere dönüşmelerini anlamıyoruz” derken, dolaylı olarak haraç topladıklarını açıklamış oldu. Aynı zamanda Asala terör örgütünün eski avukatlarından olan Deveciyan, Fransız haber ajansı AFP’ye yaptığı açıklamada, “Hatırlamıyorum ama mümkündür, PKK heyeti olarak değil fakat sık sık Kürt delegasyonlarını kabul ettim” diyerek, görüşmeleri doğruladı.

ELLERİNİ KOLLARINI SALLAYARAK FRANSA’DAN ÇIKTILAR

Bu operasyonlar hemen hemen geçen yıla kadar sürekli yapıldı ve yakalananlar gözaltına alındıktan sonra serbest kaldı. O gün yakalanıp gözaltına alınanlar da her operasyon sonrası olduğu gibi serbest bırakıldı. Nedim Seven Roma Havalimanı’ndan Ermenistan’ın başkenti Erivan'a gitmek üzereyken pasaport kontrolü sırasında gözaltına alındı. İtalya güvenlik birimleri , Seven'in sahte bilgilerle düzenlenmiş yeşil pasaportunda ‘Seyfi Ateş’ takma ismini kullandığını açıkladı. Türk makamlarıyla yapılan yazışmalar sonucu yakalanan kişinin aslında kırmızı bültenle aranmakta olan Nedim Seven olduğu ortaya çıktı. Ali Rıza Altun ise Avusturya Havayolları’na ait tarifeli bir uçakla Viyana üzerinden Kuzey Irak'a geçti. Paris bölgesi dışına çıkması yasak olmasına ve gözetim altında bulunmasına rağmen Avusturya’ya geçen Altun, güvenlik birimleri tarafından Viyana'da sahte pasaport taşımaktan yakalandı. Ancak Avusturya, Altun’u Paris ve Ankara’ya haber vermeden bir hafta gözaltında tuttuktan sonra serbest bıraktı ve Erbil’e uçmasına izin verdi .

BÜYÜKELÇİ ÖZÜLKER: PKK'LI ALTUN'UN ADRESİNİ ELİMLE VERDİM YAKALAMADILAR

Türkiye’nin Paris eski Büyükelçisi Uluç Özülker Aralık 2005’te görevini tamamlayarak, Türkiye'ye dönmeden önce Hürriyet’e verdiği özel demeçte sorularımı yanıtlarken, Fransa’nın PKK’ya karşı tavrına şu anlamlı sözlerle dikkat çekmişti:

“PKK'lı Ali Rıza Altun'un nerede yaşadığını defalarca resmi yazıyla bildirdik ve kendi elimle en az 7-8 defa resmi olarak onlara verdim. Zaten onların Altun'un yerini bilmemesi mümkün değil. Hatta bulunamıyorsa ben size söyleyeyim ‘Bu tarihte falan yerde şu toplantıda olacak, gidip yakalayın' diye adres ve saat bildirdik. Ama her defasında ‘Verilen adrese baktık maalesef bulamadık' diye cevap veriyorlar. Fransa her şeye rağmen gene büyük bir devlet, dünyada sözü dinlenen büyük bir ülkedir. Her ülke elinde, diğer ülkelere karşı hem dostluk hem de aynı zamanda gerektiği takdirde silah gibi kullanabileceği unsurların bulunmasını ister. ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ politikası burada da geçerli oldu. Bir terör olayı olsa bunlar da farklı davranacaktır. Mesela Asala terörünü Orly'deki bir katliam bitirmiştir. PKK da burada bir şey yapsa aynı sonuç olurdu. Ama onlarla anlaşmalı oldukları için ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın' diyerek, karşılıklı bu politikayla geçinip gidiyorlar. Fransızlar için bu hem istihbarat kaynağıdır. Hem de aynı zamanda Türkiye'ye karşı kullanılan bir maşadır.”
Editör: Haber EDİTÖR