Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı'na bağlı Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Ferhad Memmedov, ülkesinin komşularıyla iyi ilişkilerden yana olduğunu söyledi. Memmedov, "Bakü kendi kazancını komşularıyla paylaşmaya hazır" mesajını verdi.

Cihan Haber Ajansı (Cihan)’na özel açıklamada bulunan Memmedov, Türk uçağının Suriye tarafından düşürülmesiyle ilgili gelişmeleri dikkatle takip ettiklerini belirtti. Memmedov, "Bu faciadan üzüntü duyuyoruz. Çünkü, Türkiye bizim kardeşimiz. Azerbaycan bu dönem Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin üyesi. Dolayısıyla konseyin toplantılarında Azerbaycan Suriye ile ilgili kararların alınmasında Türkiye'ye destek veriyor. Tabii ki Rusya ve Çin veto haklarını kullanarak bu kararların çıkmasını engellemekte. Ama Azerbaycan bu kararlardan yana oyunu verdi. Ayrıca Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, Türk askeri uçağının Suriye tarafından düşürülmesini resmi şekilde kınadı. Şuanda Azerbaycan'ın Şam Büyükelçiliği'nin faaliyeti devam ediyor. BM Güvenlik Konseyi'nde Suriye'de elçiliklerini kapatmayan artık çok az ülke kaldı. İnanıyoruz ki Suriye sorunu ancak Suriye halkının ulusal çıkarları çerçevesinde ve barış yoluyla çözüme kavuşacak." şeklinde konuştu.

AZERBAYCAN’IN TÜRKİYE’DE YATIRIMLARI 15 MİLYAR DOLARI BULACAK

Azerbaycan ve Türkiye arasında son zamanlarda enerji alanlarında işbirliğinin giderek arttığına işaret eden Azeri yetkili,”1990'lı yıllardan bu yana Azerbaycan, Türkiye ve Gürcistan, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattına imza attı ve ayrıca da Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı üzerinde ciddi çalışmalar sürüyor. Biz Türkiye üzerinden kendi enerji kaynaklarımızı dünya piyasalarına çıkarıyoruz. Bu Azerbaycan'ın Türkiye'ye olan büyük güvencesidir. Diğer taraftan Azerbaycan'ın dev yatırımları da Türkiye topraklarında gerçekleştirilmekte. Örneğin Petkim kurumu. Azerbaycan ile Türkiye Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP) projesine de imza attılar. Bu projenin yüzde 80'ini Azeri petrol firması SOCAR finanse edecek. Azerbaycan'ın Türkiye'deki yatırımları 15 milyar doları da geçecek. Tabii ki eski yıllara göz atmakta fayda var, 90'lı yıllarda Azerbaycan'ın ekonomisi çok zayıf idi, bütçemiz yaklaşık 200 milyon dolardı. Ve Türk işadamlarının Azerbaycan'da yaptıkları yatırımlar ülkemizin ekonomisinin kalkınmasında muazzam katkı sağladı. Bu arada Avrupa'da ekonomik krizler yaşanırken, Türk ekonomisinin başarılı şekilde kalkınması takdir edilecek ve örnek alınacak bir başarı. Artı Azerbaycan'ın bugün Türkiye'de gerçekleştirdiği yatırımlar, Ankara'nın daha da güçlenmesinde, bölgede potansiyeli artacak duruma düşmesinde önemli rol oynayacak. Bu da tabii ki Türkiye'nin gelecek yıllardaki kalkınmasında çok önemli" dedi.

Türk-Azeri ilişkilerinin gelişmesi, başka ülkeleri rahatsız edip etmemesi sorusu üzerine Memmedov, "Bunu tabii ki resmi şekilde kimse dile getirmez. Kuşkusuz bazı devletlerin bazı dairelerinin, bu gelişmeleri endişeyle izlediklerini söylesek herhalde Ultrabet abartı olmaz. Ama ikili ilişkilerimizin tarihi kökleri çok eski ve bunlar karşılıklı çıkarlara dayalı olarak gelişmekte. Bugün ikili ilişkilerimiz hem devlet liderleri düzeyinde, hem de siyasi, ekonomi, kültür, insani ve sivil toplum örgütleri düzeyinde de giderek artmakta. İlişkilerimiz çok doğal ve samimi. Birilerini rahatsız edebilir, ama bizler bunu ciddiye alırsak o zaman onların ekmeğine yağ süreriz. Biz yolumuza devam etmeliyiz" yorumunda bulundu.

ERMENİSTAN, YUKARI KARABAĞ’I ÇÖZEREK REFAHA KAVUŞMALI

Karabağ sorununun çözümüyle ilgili Bakü'nün ortaya attığı çaba ve çalışmaları anlatan Memmedov şu değerlendirmelerde bulundu: "Bugün Güney Kafkasya ekonomisinin yüzde 65-70'i Azerbaycan'da. Bölgede yapılan tüm uluslararası projeler ya Azerbaycan tarafından ya da Azerbaycan'ın girişimleriyle gerçekleştirilmekte. Ve bizler kendi başarı ve kazançlarımızı paylaşabiliriz. Örneğin Azerbaycan'ın Gürcistan'daki yatırımı 3 milyar dolara yakın. Türkiye ve Balkanlarda yatırımlar yapıyoruz, bizler kendi kazançlarımızı paylaşabiliriz. Kendi kalkınmamızdaki bir payı komşumuzla da paylaşabiliriz. Biz şundan yanayız. Ülkelerin arazi, toprak bütünlüğüne kavuşması ve ülkelerin bağımsız olması. Ekonominin canlanması için ülkeler arasında sınırların açık olması şart. Ama bugün Azeri-Ermeni ve Türk-Ermeni sınırları kapalı. Bunun sebebi de Ermenistan'ın işgalci politikaları, işgal ettiği Azeri toprakları ve ayrıca da Erivan'ın Türkiye'den toprak talepleri. Burada önemli bir hususa da dikkat çekmek istiyorum, Türkiye'de Ermenistan'la sınırların açılmasını isteyen güçler konuyu Karabağ sorunuyla ilişkilendiriyor. Fakat bunun en başlıca nedenlerinden biri de Ermenistan'ın Türkiye ile ilgili sözde soykırım ve toprak iddiaları. Buradan Türk kamuoyuna seslenerek söz konusu Ermeni iddialarına karşı mücadelede Türkiye'nin yanında olduğumuzu bir daha hatırlatmak istiyorum. Dünyadaki Azeri lobi teşkilatlarının faaliyetleri buna parlak bir örnek. Karabağ sorununa gelince ise Azerbaycan kuşkusuz kendi toprak bütünlüğü çerçevesinde bunu çözecek. Ama bu süreci bir an önce başlatmak lazım.

Ermenistan ilk adım olarak Yukarı Karabağ'ın dışındaki toprakları boşaltmalı. Azeri mülteciler kendi topraklarına geri döndükten sonra masaya oturup Karabağ'ın statüsünü konuşabiliriz. Bunun karşılığında Ermenistan sınırları açılacak, Ermenistan kalkınacak. Ermenistan denize çıkacak ve Avrupa ile entegrasyonu daha da hızlanacak. Fakat Karabağ sorunu çözülmezse, bu durumda sınırlar açılmayacak ve Erivan'ın durumu daha da kötüye doğru gidecek.

Bakınız, 2006 yılından bu yana Ermenistan'ın bütçesi sadece yüzde 13 artmış. Dolayısıyla Ermenistan'ın bütçesi her yıl 300-400 milyon dolar açık veriyor. Dış borç fazla. Bu durumda her yıl dışarıdan sağlanan sponsor paralarıyla yaşamak da mümkün değil. Burada Ermenistan halkı ve Karabağ'daki Ermeni toplumu da çile çekmekte, zorluklar içinde yaşamakta. Çünkü sınırlar kapalı, toplum ekonomi kalkınmayı da göremiyor. Karabağ'daki 80 binlik Ermeni toplumunda ayrıca 60 bin asker de var. Peki bu durumda o toplum hak ve hukuk açısından özgür yaşayabilir mi? Biz ise insanların özgür yaşamaları için sınırların açılmasından ve toprakların boşaltılmasından yanayız. Ve 10-20 yıl sonra Karabağ'ın statüsü Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü bağlamında belirlenebilir. Tabii Ermenilerin nasıl statü isteyeceği de belli değil, ama tüm bunlar iki taraflı olarak masaya oturarak konuşulmalı."
Kaynak: cha