Çağdaş demokratik ülkelerde özellikle özgürlük, eşitlik ve adalet temel alınarak insanın devlet için değil, devletin insan için var olduğu anlayışı esastır. Ülkemizde anayasamız askeri müdahalelerle birçok değişime uğramış, teknoloji ve toplumsal gelişme dikkate alındığında tüm halkın kabulleneceği, saygı duyacağı bir anayasa zorunlu hale gelmiştir.

Türkiye'de faaliyet gösteren yaklaşık 130 STK temsilcisi 2-3 Temmuz'da ''bizsiz sivil anayasa olmaz'' parolasıyla Ankara'da “Sivil Sesler Festivalinde’’ buluştular. Sivil Sesler Festivalinin ana teması yeni anayasa yapma sürecine sivil toplumların da katılmasıydı. Yani yeni anayasanın içeriği kadar hazırlanma süreci ve bu süreçte din, dil, ırk, etnik köken, cinsiyet kimliği, medeni hal, engellilik, politik, ekonomik, felsefi farklılık ve benzeri hiç bir ayrım gözetmemeksizin toplumun her kesiminin katılımıydı.

Ankara'da Sivil Sesler Festivaline katılan Sivil Toplum Akademisi Gönüllülerle iletişim sorumlusu Mustafa Oğuz ile yaptığım konuşmada ‘’Sivil Sesler Festivalinin çok faydalı olduğunu’’ söyleyerek ''Sivil toplumların bir araya gelerek müzakere kültürünü geliştirdiği ve yasa yapıcılara karşı ortak irade sergileyebildiği ortamları önemsediğini’’ kaydetti. Sözlerine şöyle devam eden Oğuz ‘’sanıyorum, Sivil Sesler Festivaline katılan ve katılmayıp düşüncelerini, iyi duygularını ulaştıran bütün STK'lar bu noktada hem fikirdir. Programlara Ankara dışından katılan STK'ların yoğunluğu dikkat çekiciydi. Gerek sivil anayasa konusundaki yürüyüş, gerek anayasa platformlarının anayasa yapım sürecine bakışı paneli, gerekse gerçekleştirilen diğer etkinlikler önemli veriler sağladı ve hafıza oluşturdu'' şeklinde konuştu.

Sivil toplumların yeni anayasaya destek vererek, yeni bir anayasa oluşturma sürecinin içinde bulunmak istemeleri çok güzel bir şey. Ama bu etkinliklerin yeni bir sivil anayasa için çoğulculuk oluşturduğu görüşünde değilim. Çünkü sivil anayasa sadece sivil toplumların katılımı ile yapılacak bir iş değildir. Önemli olan asıl konu anayasa değişikliğine CHP'nin MHP'nin, BDP'nin, kısaca tüm partilerin destek vermesi gerektiğidir.

Kişisel görüşüm ne CHP'nin, ne MHP'nin nede BDP'nin yeni anayasaya destek vereceklerini sanmıyorum.

CHP devletin insan için değil, insanın devlet için olduğu anlayışı zihniyetinden kurtulmadıkça yeni bir anayasaya destekte vermez, görüşte sunmaz.

MHP belirli kalıplardan kurtulmadıkça sivil anayasaya destek vermez. Bu kalıplar ana dil, bölünme, özerklik, ayrı bayrak gibi olmayacak şeylerdir. Kısaca CHP ve MHP yeni anayasaya kesinlikle destek vermez kanaatindeyim.

BDP'nin ise Kürt sorunu, özgürlük, refah, istihdam gibi bir sorunu yoktur. Onların tek derdi şiddetten, kavgadan ve kandan nemalanmaktır.

Sonuç olarak sivil bir anayasaya sadece sivil toplumların desteği vardır. Mecliste veya mecliste olmayan partilerin değil.