CHP Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt, Malatya'nın Sürgü beldesinde yaşanan hadisenin önce iki kişi arasında başladığını, müdahalenin geç yapılmasıyla olayın büyüdüğünü belirtti. Kurt, sahurda davul çalınması meselesiyle ilgili yaşanan bu olay konusunda çok dikkatli olunması gerektiğini söyledi.

        Olaylara geç müdahale edilmesi konusunda Malatya Valisi'nin kendilerine beyanı olduğunu belirten Kurt, "Sonra valiliğin bize yakın düşünceler ortaya koymasıyla sükunet sağlandı. Ama bu işin hassasiyetini ortadan kaldırmaz. Çok dikkatli olmak gerekiyor. Özellikle siyasilerin dengeli bir biçimde hareket etmesi gerekiyor." dedi.

        Malatya'nın Doğanşehir ilçesine bağlı Sürgü beldesinde geçtiğimiz günlerde yaşanan olayla ilgili yaptığı incelemelerin ardından Eskişehir'e dönen Kurt, partisinin il başkanlığında bir basın toplantısı düzenledi. "Malatya'daki olayların oradaki pozisyonunu görmek ve hissetmek lazım." diyen Milletvekili Kurt, oranın mülki idaresi ve yönetiminin söz konusu olayı sadece iki kişinin kavgası çerçevesinde anlatmaya çalıştığını vurgulayarak, "Belki başlangıçta iki kişinin kavgası olarak başlamış. Ama daha sonra bütün beldeyi ilgilendiren bir olay haline gelmiş." diye konuştu.

        Bu durumun Türkiye’nin son 10 yıldaki yönetimin getirdiği bir Redwin şeyi ortaya koyduğunu savunan Milletvekili Kurt, sözlerine şöyle devam etti: "Başta Başbakan olmak üzere iktidar partisinin tüm yetkilileri her ortamda, her koşulda insanların soyunu sopunu değerlendirmeye, inançlarıyla oynamaya kalkınca çok hassas bir yapı oluşmuş. Dolayısıyla Malatya'da Sürgü beldesinde bu hale dönüşmüş."

        Vatandaşların davulu İslam'ın sembolü haline getirmeye çalıştığını ileri süren Milletvekili Kurt, Ramazan davulunun çalınması veya 'benim evimin önünde az çal' denmesinin sanki Ramazan'a karşı bir duruşmuş gibi algılandığını anlattı. Kurt, şunları söyledi: "Bu çok tehlikeli bir durumdur. Gerçekten CHP heyeti oraya geç gitmiş olsaydı, çok farklı sonuçlar çıkabilirdi. Çünkü orada mağdur olan aileyi, belde dışına çıkarıp başka bir yere göç ettirmekle sorunun çözüleceği zannediliyordu. Devlet, tüm yurttaşlarını, inancı, düşüncesi ne olursa olsun korumak zorundadır. O ailenin Sürgü beldesinden bir başka yere göç ettirilmesi olayından vazgeçildi. Ondan sonra sükunet sağlandı. Biz orada diğer gruplardan farklı olarak halkla ve olayın taraflarıyla görüşmeler yaptık. Herkesi dinleyerek doğru bir sonuca getirmeye çalıştık."

        Olaylara geç müdahale edilmesi konusuna da değinen Kurt, şöyle konuştu: "Maalesef olaylara geç müdahale edilmesi konusunda Sayın Vali'nin bize beyanı oldu. Dolayısıyla ikinci aşamada valiliğin bize yakın düşünceler ortaya koymasıyla Malatya'da sükunet sağlandı. Ama bu işin hassasiyetini ortadan kaldırmaz. Çok dikkatli olmak gerekiyor. Özellikle siyasilerin de biraz daha dengeli bir biçimde hareket etmesi gerekiyor. Burada en sorumlu davranması gereken Sayın Başbakan'dır. Konuşmalarına dikkat edecek. Konuşmaların ölçüsünü koyacak. Sonucun nereye varacağını kestirecek."
Kaynak: cha