Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Adana Çiftçiler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bülent Özekici, tarım alanlarında uygulanan mevcut sulama sistemlerinde suyun yüzde 50’sinin tarlaya ulaşabildiğini söyledi. Özekici, bu nedenle bir an öne kapalı borulu sistem ile sulamaya geçilmesi gerektiğini belirtti.

Özekici, şu anda barajdan alınan 100 birim suyun ancak 25 biriminin bitkiye etkin bir şekilde verildiğini belirterek, ‘Kalan 75 birimi ise tam anlamıyla ziyan ediliyor. Çünkü bizdeki sulama sistemi, açık kanal sistemi adını verdiğimiz eski bir yöntem olduğu için suyu barajlardan tarlaya ulaştırıncaya kadar boşa akıtıyoruz.” diye konuştu.

1957’lerden beri kullanılan açık kanal sistemlerinde toplam taşıma kaybı yüzde 20 olarak kabul edilirken, şu andaki kaybın yüzde 50 olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Özekici, şunları söyledi: ‘’Biz bir Japon projesinde 5 yıl boyunca bu ölçümleri aldık. Suyun 100 birimden 50 birimi ancak tarlaya geliyor. 50 birimi de tarlaya geldikten sonra tarla için sulama randımanları da çok düşük olduğu için ancak 25 birimi kullanılıyor. Yani kaynaktan (barajdan) alınan 100 birim suyun ancak 25 birimi yararlı bir şekilde kullanılıyor. Bunu düzeltmek için en akılcı yöntem kapalı-basınçlı borulu sistemdir. Bu artık tüm dünyanın kullandığı, hatta bizden geride olan ülkelerin bile kullandığı bir sistem.”

Çukurova’nın Türkiye’nin tarımda baş atı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Bülent Özekici, şunları kaydetti: “Bu nedenle uygulama öncelikle buradan başlatılmalıdır. Çünkü kapalı borulu sistem geçtikten sonra Çukurova’ya bir Çukurova daha katacaktır. Bu sayede öncelikle kış sebzeleri üretimi artar. Çünkü kapalı borulu sistemde su 365 gün olduğu için ve basınç altında çalışacağı için yıl boyu suyumuz olacaktır. O zaman kış bitkilerini de ihtiyaç duyulduğu zaman sulayabiliriz. Bunun yanı sıra mesela şimdi Çukurova’ya çok büyük bir havaalanı yapılıyor. Bu havaalanı sadece yolcu taşımak amacıyla değil, hepimizin anladığı kadarıyla burası daha çok bir lojistik merkez olarak düşünülüyor. Yani Ortadoğu, Kuzey Afrika için bir lojistik merkez, transit merkez olarak düşünülüyor. Büyük antrepolar yapılacak. Bu ne anlama gelir, bu şu anlama gelir; kışın burada üretilecek bir sebze bitkisi örneğin, çok kısa bir işlemden geçtikten sonra uçaklara konulup, Rusya’ya, Ukrayna’ya veya Kuveyt’e veya Katar’a veya Tunus’a gönderilecek anlamına gelir. Ancak suyunuz yoksa böyle bir şeyi yapmanız mümkün değil.’’


Prof. Dr. Özekici, kapalı borulu sisteminin sanıldığı gibi mevcut kullanılan açık borulu sistemden pahalı olmadığını da ifade ederek, ‘’Bu sistem basınçlı borulu sistem olduğu için enerji tüketiminden de büyük tasarruf sağlayacak. Şimdi ovadaki duruma bir bakın. Ovada bir bahçe yapmak isteyen elektrik yoksa ya kilometrelerce uzatan bir trafo götürüyorlar. Bu inanılmaz bir maliyetin yanı sıra görsel bir kirlilik. Borulu sistemde basınç altında olacağı için çiftçilerin bir pompa ünitesi kurmasına gerek kalmayacak. Elektriğe de gerek kalmayacak. Çünkü basınç altında olacağı için, insanların pompa veya trafoya ihtiyacı olmaz. Filtrelerden geçtikten sonra ya damlamalardan ya da yağmurlama sistemlerinden bu basınç yeterlidir, kolaylıkla çalışır.’’ dedi.
Prof. Dr. Bülent Özekici, bu sistemin sulama suyunun faturalandırılmasında da adaleti sağladığını belirterek, ‘’Bu sistemde sulamayı insanların tükettiği miktarda adil bir biçimde ücretlendirilebilirsiniz. Şu anda Çukurova’da su ücreti nasıl? İsterseniz tarlanızı 10 kere sulayın veya 1 kez sulayın, örneğin mısır için dönüme 25 veya 28 lira gibi bir ücret ödüyorsunuz. Bu durum insanları su tasarrufu yapmaya özendirmiyor. Ne kadar sulasam da ödediğim para sabit diyor. Oysa bu sistemde bir sayaçla ne kadar su kullanıldığı tespit ediliyor ve çiftçiler kullandığı suyun faturasını ödüyor’’ diye konuştu.


Özekici, bu sistem sayesinde Sulama Birliklerinin tahsilat sorununun da ortadan kalkacağını belirterek, şöyle devam etti:
‘’Sayaç ne gösteriyorsa çiftçi bunu ödemeye razı olacak. İşin tahsilatı da kolay. Bakın sulama birliklerinin çektiği en büyük sıkıntılardan bir tanesi de para tahsilatı. Bazı sulama birlikleri var, tahsilat oranları yüzde 50’lerin altında. Böyle oldukları için sulama ücretlerini yüksek tutmak zorundalar. Namuslu vatandaş su ücretini öderken, ödemeyen de bedavaya yararlanıyor. “
Kaynak: cha