Gazi Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nden 5 kişilik uzman heyet, Kahramanmaraş'ta Elbistan ve çevresinde arkeolojik araştırma çalışmalarına başladı. Köy köy gezen heyet, halkın bildiği ancak tarihi konusunda bilgi sahibi olmadığı onlarca mağarayı incelemeye aldı. Heyetin ilk kanaati Elbistan ilçesine yakın bölgelerde bulunan mağaraların göl kalıntılarını barındırıyor olması. Ancak Nurhak ilçesi ve Sultankorusu bölgesindeki bazı köylerde Şamanizm’e ait kalıntılar tespit edildi.

Kahramanmaraş ve çevresinde bulunan kültürel unsurların envanterini çıkartmak amacıyla 2006'da hayata geçirilen proje kapsamında Elbistan ve çevresinde de çalışmalara başlandı. Daha önce Döngel köyündeki Direkli Mağarası’nda çalışmalar yapan Gazi Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cevdet Merih Erek ve çalışma grubu, 2006 yılından bu yana bölgede incelemelerini sürdürüyor. Ekip, yerleşim olarak oldukça eski olan Elbistan ilçesi ve 69 köyünü araştırıyor. Elbistan’a 40 kilometre uzaklıktaki Keçemağara, Karamağara köylerinde bulunan mağaraları inceleyen Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cevdet Merih Erek, Keçemağara’da hayvan sığınağı olarak kullanılan bir mağaranın duvarında Şamanistler tarafından hazırlanmış olabilecek resimler görüldüğünü anlattı.

Mağara yakınlarında Çakmaktaşı arayan ekip, köylülerle sohbet ederek köyün tarihi ile ilgili bilgiler aldı. Erek’in başkanlığında yürütülen çalışmalar kapsamında Ekinözü, Elbistan ve Nurhak ilçelerinde bulunan mağaralar incelendi. Yetkililerden izin alınarak yapılan araştırma ve envanter çıkarma çalışması ile ilgili bilgiler veren Yrd. Doç. Dr. Cevdet Merih Erek, “Bizim amacımız 2006 yılından beri Kahramanmaraş ilinin ve ilçelerinin her tarafında Yontma Taş Çağı insanının yaşadığı alanları tespit etmek. Sadece mağarada değil ama dönemin, Yontma Taş Devri'nin insanının yerleşim yeri olarak seçtiği en önemli doğal oluşumlardan birisi mağaralardır. Her mağara yerleşime müsait olmuyor. Keçemağarası gibi çökme riski çok yüksek olan mağaralara genellikle yerleşim söz konusu olmuyor. Ama yine de biz bölgede yaptığımız bir nevi istihbarat diyeyim, köylülerle yaptığımız konuşmalar, coğrafi ve jeomorfozik haritalardan edindiğimiz bilgilerle bölgeleri ziyaret ediyoruz. Hem mağaraları hem de Çakmaktaşı yataklarının araştırmasını yapıyoruz.” bilgisini verdi.

        Çakmaktaşının, Yontma Taş Çağı insanının hayatını idame ettirmedeki en önemli unsurlardan birisi olduğuna değinen Erek, sözlerine şöyle devam etti: "Avlanmada günlük hayatını, işlerini halletmede bıçak, delgi, ok uçları gibi bütün malzemesini çakmaktaşından üretiyor. Öncelikli olarak mağaralar ve mağaraların yakınlarındaki çakmaktaşı yataklarının araştırmasını yapıyoruz. Şu ana kadar yaptığımız araştırmalarda Elbistan ilçesinin oturduğu coğrafya üzerinde çok verimli çakmaktaşı yataklarına rastlamadık. Bulunan çakmaktaşı yatakları da boyut olarak küçük ham maddelerden kaynaklandığı için yontmaya çok elverişli değiller. Coğrafya üzerinde mağaraların masif kayaların içine oyulmuş, doğal olarak oyulmuş mağaraların çok fazla olmadığını da gördük. Çünkü bölge çoğunlukla su altında kaldığı delilleriyle dolu. İçinde bulunduğumuz mağaranın ön tarafının çökmüş olması, yapısındaki kalsiyum karbonatın suyla çok gevrek hale gelerek zamanla ağırlığa dayanamayarak çökmesini akla getiriyor. Ancak bulunduğumuz Keçemağarası köyünde eski bir kaya mezarı ya da dini bir alan olarak kullanılmış olabileceğini gördüğümüz bir takım duvar resimlerine rastladık. İncelemesini, değerlendirmesini daha sonra tekrar yapacağız. Ama şu ana kadar Yontma Taş Çağı ile ilişkilendireceğimiz bir şey olmadı.”
Kaynak: cha