Ergenekon davasından tanık olarak dinlenen eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, MİT'in Genelkurmay Başkanlığı'na sunduğu 'Ergenekon Şeması' ile ilgili belge sunduğunu söyledi. Belgeyi, Genelkurmay İstihbarat Dairesi'ne gönderdiğini belirten Özkök, "Halen daha üzerinde işlem yapılacak bir evrak değildir. Bunun dışında o evrakla ilgili ne bir şey duydum ne de bir şey gördüm.” dedi. Özkök, o dönemde kendisini ve ailesini yıpratmaya yönelik faaliyet içinde olan mihrakların olduğunu sözlerine ekledi.

13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasında tanık sıfatıyla ifadesine başvurulan eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök önemli bilgiler verdi. Savcılık ifadesinde kendisi ve ailesi hakkında belli mihraklar tarafından yıpratma kampanyası düzenlendiğini söylediği bölüm okunduğunda Hilmi Özkök, bir düzeltme yapmak için söz istedi. Özkök, önemli bir gazetenin tanınmış yazarının kendisi hakkında '18 yıl yurt dışında kaldı ve ülke gerçeklerinden haberdar değil.' şeklinde yazı yazdığına dikkat çekti. Özkök ,bunun üzerine yazarı bizzat arayarak bu bilgilerin gerçeği yansıtmadığını söylediğini aktardı. Görüşmesinde “Benim hakkımdaki bilgilere wikipedia üzerinden bile ulaşabilirsin. Bu bilgi doğru değil.” dediğini dile getiren Özkök, "Söz konusu gazeteci bana haber kaynağının çok sağlam olduğunu, bu bilgilerinin yüksek rütbeli birilerinin verdiği bilgiler olduğunu söyledi." dedi. Özkök, "Basında, bunun gibi yapılan yıpratma kampanyası beni ve ailemi çok üzdü. Bu konunun özelikle altını çizmek istiyorum. Bu gazetecilerin yaptığı bir şey değildi. Hakkımdaki kampanya belli mihraklar tarafından yürütülüyordu. Mahkemenize bunu özellikle arz ediyorum." diye konuştu.

Yine savcılık ifadesinde geçen MİT'in Genelkurmay Başkanlığı'na sunduğu “Ergenekon şeması” belgesi ile ilgili açıklama yapan Özkök, “Evet MİT bana böyle bir belge getirdi. MİT'in getirdiği üç tarz evrak olur. Bunun üzerinde imza tarih yoktu. Bende Genelkurmay İstihbarat Dairesi'ne gönderdim. Halen daha üzerinde işlem yapılacak bir evrak değildir. Bunun dışında o evrakla ilgili ne bir şey duydum ne de bir şey gördüm.” dedi.

Hilmi Özkök'ün bu sözleri üzerine Başkan Özese, MİT'in söz konusu belge ile ilgili mahkemeye gönderdiği yazıda ''3 Temmuz 2003 tarihli isimsiz bir yazı ve ekinde 'Ergenekon' lobi belgesi çerçevesinde hazırlanan şema ve kitapçığın 10 Temmuz 2003'te Genelkumay Başkanı'na intikal ettirildiğini, aynı kapsamdaki Milosbet bilgi notunun da 26 Mayıs 2006'da Genelkumay İstihbarat Başkanlığı'na gönderildiği” ifadelerinin geçtiğini belitti. Daha sonra söz konusu MİT şemasını teşhis etmesi için Özkök'e verdi. Evrakları inceleyen Özkök, belgelerin içerisinde biri için “Bu MİT'in gönderdiği evraka benziyor.” dedi. Aradan uzun yıllar geçtiği için anımsamakta zorlandığını belirten Özkök, ancak ayrıntılarda bir değişiklik olmaması halinde Ek-7'de bulunan belgenin yüzde 90 MİT'in gönderdiği 'Ergenekon' dokümanı olduğu kaydetti. Özkök ayrıca MİT'in 26 Mayıs 2006 tarihinde Genelkurmay İstihbarat Başkanı'na ulaştırdığı şemadan haberi olmadığını belirtti.

Bu ifadelerden sonra Başkan Özese, savcıya soru sorması için izin verdi. Tanığa ömrünü askerlikle geçirdiğini söyleyen Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, “ 'Ergenekon' adını ilk sanıklardan Erol Mütercimler kamuoyuna duyurdu. O da öldürülen emekli Tümgeneral Memduh Ünlütürk'ten duyduğunu söyledi. Bugün İtalya, Yunanistan gibi NATO ülkelerinde bu tür gizli örgütlenmelerin olduğuna kimse itiraz etmiyor. 'Ergenekon' örgütünün varlığı konusunda bilginiz var mı?'' diye sordu.

'Ergenekon' adını ilk kez MİT'in belgesinde gördüğünü ifade eden Özkök, ''O zaman tutarsız olarak değerlendirdiğim belge dışında bilgim yok.'' dedi. MİT belgesindeki tutarsızlıkla ilgili, “Gerçek olması mümkün değil diye düşündüm. Az kıdemli olan birisi kendisinden fazla kıdeme sahip birisinden daha üst mevkide bulunuyor.” ifadelerini kullanan Özkök'e Pekgüzel, “Bu örgütün zaten illegal olduğunu iddia ediyoruz. Dolayısıyla normal bir hiyerarşi içerisinde olmasını beklemiyoruz.” dedi.

Ergenekon örgütünde bazı asker personelin de bulunduğuna yönelik iddiaları olduğunu aktaran Pekgüzel, Genelkurmay Başkanlığı tarafından TSK'da bu konuda bir soruşturma yapılıp yapılmadığını sordu. Özkök, de kendi döneminde bir çalışma yapılmadığını aktardı.

Pekgüzel'in, tutuksuz sanık emekli Orgeneral Şener Eruygur döneminde Jandarma Genel Komutanlığı'da yapılan gizli dinlemelerin bilgisi dahilinde yapılıp yapılmadığını sordu. Jandarma Komutanlığının sadece atamalar ve eğitim konusunda Genelkurmay'a bağlı olduğunu ifade eden Özkök, dinlemelerden duyum şeklinde haberi bulunduğunu belirtti.

Jandarma Komutanlığında Bülen Arınç, Mehmet Emin Karamehmet, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ile yapılan görüşmelerin gizli kayıtlarının bulunduğunu belirten Pekgüzel, “Bir kısım sesli, görüntülü kayıtlar, çözümler var. Bunlarla görüşülüp görüşmeme konusunda size bir şey söyledi mi? Size bilgi arzı oldu mu?'' sorusu üzerine, ''Buna benzer görüşmelerin olduğundan bilgim var. Ancak jandarmanın özel durumu var. Genelkurmay'da gazetecilerle nasıl konuşulacağı konusunda düzenleme var. Diğer kuvvet komutanları yaptıkları toplantıları bana arz ederler. Ama jandarmanın toplantılarını bilemem.'' ifadelerini kullandı.

Yasadışı dinlemelerle ilgili Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'a İstihbarat Daire Başkanı Levent Ersöz ve Teknik İstihbarat Daire Başkanı Hasan Atilla Uğur'u kendisine göndermesi yönünde talimat verdiğini belirten Özkök, bu kişilerden dinlemenin nasıl yapıldığına dair bilgiler aldığını kaydetti. Ersöz ve Uğur ile görüştüğünde ellerinde çok büyük bir kabiliyetlerinin olduğunu, dikkatli olmaları söylediğini kaydeden Özkök, duyumları doğrultusunda bu kişileri üzeri kapalı ikaz ettiğini vurguladı.

Pekgüzel'in sorusu üzerine Özkök, tutuklu sanıklardan Ergün Poyraz'ın jandarma tarafından korunduğunu duyduğunu söyledi.


Kaynak: cha