Köyde yaşayan vatandaşların iddiasına göre komşu köyler, Azap köyünün deposuna gelen suyu kapatıp kendi depolarına yönlendiriyor. Hal böyle olunca Azap’ın su deposu boş kalıyor. Köy Muhtarı Hüseyin Başar, köye depo yapılmadan önce su ihtiyacını dereden karşıladıklarını ifade etti. Köye depo yapılmasının ardından dereye iki köyün kanalizasyon suyunun bağlandığını belirtti. Muhtar Başar, Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olduklarını, derenin suyuna içilemez raporu verildiğini söyledi. Gerekli mercilere başvurduklarını; ancak sonuç alamadıklarını ifade eden Başar, “Devlet buraya bir yatırım yaptı ama hizmetinin arkasında durmuyor. Bu depoya harcanan para boşa gitti.” şeklinde konuştu.
Köy halkı, su ihtiyacını, hayvanların kullandığı yalaklı çeşmelerden karşılıyor. Su doldurulan musluk ile hayvanların su içtiği yalak arasında 5 santimetreden daha az bir mesafe var. Köyde çamaşırlar ve bulaşıklar çeşmeden alınan taşıma su ile yıkanıyor. Köy sakinlerinden 70 yaşındaki Şeref Aras, “Köyde yaşıyoruz, içme suyumuzu şehirden alıyoruz. Sonra boşalan bidonlarla da çeşmeden eve su taşıyoruz.” dedi. Aras, oğlu ve torunlarının İstanbul’dan ziyarete geldiğini; ancak kirli sudan enfeksiyon kaptıklarını aktardı. Çok zor durumda olduklarını belirten Aras, birinin seslerine kulak vermesini istedi.
Azap köyünün su deposuna gelen su kaynağı, 14 kilometre uzakta yer alıyor. Değirmenler ve Dalbaşı köylerine gelen su da bu kaynağa yakın bir yerde. Bu üç köye su deposu yapılırken masrafların daha az olması için üç farklı su kaynağı tek boruda birleştirilmiş. Yaklaşık 10 kilometrelik mesafeyi tek boruda gelen su, üç köyün ortasında tekrar ayrılıyor. Şimdi üç köy arasında su sebebiyle sürtüşme yaşanıyor. İddiaya göre her isteyen köy, vanayı kendi tarafına çevirip daha fazla su alabiliyor. Bu köylerde yaşayan vatandaşlar, sorununun çözümü için suların kaynağından ayrı borularla depolarına ulaştırılmasını istiyor.
Kaynak: cha
