Alevi dedelerinden Eşref Doğan, yaptığı açıklamada, olayın münferit bir tartışmayla başladığını, davulcunun çevresini çağırmasıyla kitleselleşmesinin üzücü olduğunu belirtti. Ailenin Ramazan davulcusunu hırpalamasının da hoş olmadığının altını çizen Doğan, "Olay, biraz amacını aşan davulcunun hareketi ile onun bu davranışını bahane edip de onu hırpalayan ailenin bir olayı olarak başlamıştır. Keşke kişisel, ferdi olarak kalsaydı. Ama neticede Sürgü'nün imajına yakışmayan durum sergilenmiştir. Davulcunun gidip 'darp edildim' deyip de bir kalabalığı ailenin üzerine göndermesi gerçekten bizleri üzmüştür. Bunları Sürgü halkına mal etmek istemiyorum. Asıl mesele, belki de provokasyon amaçlı bir takım medya kuruluşlarının yapmış olduğu gereksiz ve lüzumsuz çağrılardır. Olay belki ilk günden itibaren çözülebilirdi. Nitekim Sürgü Belediye Başkanı yaptığımız konuşmada şunu söylemiştir: 'Medya ve siyasiler bu işe karışmamış olmasalardı, Sürgülüler olarak bu olayı, olayın olduğu gün dahi çözerdik.' Ben de hemfikirim. Burası 5 binin üzerinde nüfusu olan bir beldedir. Alevisi-Sünnisi, Türkü Kürdüyle yıllarca iç içe yaşamış bir güzellikler bölgesi, yerleşim yeridir. Burada 80 yıldır yaşayan bir Alevi kesim var. Sonradan yerleşen Aleviler var. Biraz şuursuzca çıkan bir olaya bazı Sürgülü gençlerin taraf olması üzücüdür. İkinci gece ile birlikte belli ki dışarıdan fırsatı ganimet bilen kişilerin provokasyonu etkili olmuştur. Vali Ulvi Saran'ın Nakitbahis gayretleri, güvenlik güçlerinin gayretleriyle olay ileri gitmeden durdurulmuştur. Bu olayı Sürgü'ye mal etmek yanlış olur." şeklinde konuştu.
İnsanları sağduyulu davranmaya çağıran Doğan, sözlerine şöyle devam etti: "Her işimizde akıl egemen olmalıdır. İnsanlar aklı selim davranmalıdır. Hz. Peygamber 'Akla ve Kur'an'a uymayan şey benim sözüm olamaz' demiştir. Hak peygamberimiz de aklı öne çıkarmıştır. Bu tür olayları akıl süzgecinden geçirmek gerekmektedir. Provokasyonlara gelmemek gerekir.”
"BASİT BİR OLAYI BAZI ÇEVRELER KULLANMAK İSTEDİ"
Malatya Hacı Bektaş Kültür Merkezi Vakfı Başkanı Hasan Meşeli, davulcu olayının bazı çevrelerce bir Alevi-Sünni kavgası çıkartılması için kullanılmak istendiğini, ancak bu girişimin başarısızlıkla sonuçlandığını söyledi. Sürgü'deki tartışmayı 'basit bir olay' şeklinde nitelendiren Meşeli, "Bazı medya grupları da, sanki Sivas Madımak olayı ve Gazi olayı gibi, canlı ve üzücü olayların Sürgü'de olabileceğini hissederek, oraya insanların akın etmesi, olayın büyütülmesi konusunda bazı girişimlerde bulundu. Bu konuda da büyük bir üzüntü ve kaygı duyduk. İslam'ın kutsal ayı Ramazan ayındayız. İnsanları hoş görmemiz lazım. Olay mecrasından saptırılıp, aslında bir Alevi-Sünni çatışmasına dönüştürülmek istenmiştir. Ama olay tamamen kapatılmıştır. Suçlular varsa yargı önünde hesap verir. Olayı provoke etmek isteyen, olayı bir Alevi-Sünni meselesine dönüştürmek isteyenlerin bu kötü emelleri kursağında kalır, kardeşlik hakim olur diye düşünüyoruz. Alevisi-Sünnisiyle hiç kimse oyuna gelmemelidir. Tahriklere kapılmadan barışıp kucaklaşmak gerekir." sözlerini kaydetti.
Kaynak: cha
