‘Türkiye'de Sağlıkta Dönüşüm’ başlıklı uluslararası araştırma raporuna göre kalp hastalıkları, felçler, tip II diyabet ve tedavi edilebilen depresyon gibi ruh sağlığı sorunları nedeniyle Türkiye, her yıl Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla’sının (GSYİH) yaklaşık yüzde 8 ila 10'una karşılık gelen bir kayıp yaşıyor.

        Raporun yazarlarından University College London'da İlaç ve Halk Sağlığı Politikaları Profesörü olan David Taylor, konuyla ilgili olarak, "Hem erkeklerde hem de kadınlarda sigarayı bırakmak ve daha fazla egzersiz yapmak gibi yaşam tarzı değişiklikleri hayati önem kazanmaktadır. Yine de uluslararası ölçekte bu alanda elde edilen deneyimler, tansiyon ve kolesterol düzeylerini kontrol altına almada ilaçların daha geniş kapsamlı kullanımının faydalarını vurgulamaktadır. Türkiye; aile hekimliği hizmetleri yoluyla birinci basamak sağlık hizmetlerinin kapsamını genişletmek ve rasyonel ilaç kullanımı ile sağlıklı yaşlanmayı teşvik etmek amacını taşıyan mevcut politikalarına hız kazandırabilirse gelecekte bu çabalardan milli gelirinin yüzde 10'u kadar bir fayda elde edebilir." ifadelerini kullandı.

        Yine raporun yazarlarından Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehtap Tatar da etkili kronik hastalık önleme ve erken safhada tedavi çalışmalarının bu alana yapılan yatırımların karşılığını fazlasıyla vereceğini vurguladı. Tatar, “Ekonomik açıdan bakıldığında milli gelirden sağlığa ayırdığımız payı bugünkü yüzde 6 düzeyinden gelişmiş ülkelerin ortalaması olan yüzde 9 düzeyine çıkarmak pahasına bile olsa bu alanlara daha fazla yatırım yapmanın akılcı olacağı ortadadır." değerlendirmesinde bulundu.

        Türkiye'de Sağlıkta Dönüşüm raporunda, son dönemde elde edilen hızlı ilerlemeye rağmen, birçok insanın kendilerini ve ailelerini kronik hastalıklara ve uzun süreli işlev kaybına karşı korumanın önemini henüz tam kavranamadığına dikkat çekiyor. Rapor, Türkiye'deki tip-2 diyabet hastalarının neredeyse yarısının bu durumlarından haberdar olmadığını da ortaya koyuyor. Raporun sonuç bölümünde, bu alanda adımlar atılmadığı takdirde Türkiye'nin 'ikinci dalga' bir hastalık yükü ile karşı karşıya kalacağı, bunun da son yıllarda ekonomi alanında elde edilen kazanımlara zarar vererek ülkenin ekonomik geleceğine, 'eski' sanayileşmiş ülkelerin hiç karşılaşmadığı şekilde, gölge düşüreceği uyarısı yapılıyor. Rapor, kronik hastalıklarla ilgili farkındalığı artırmak amacıyla çalışmalar yürüten Kronik Hastalıklarla Mücadele Ortaklığı (PFCD) isimli uluslararası sivil toplum örgütünün katkılarıyla hazırlandı.
Kaynak: cha