Bu başlığı atmayı ve bu konuda yazı yazmayı uzun zamandır düşünüyor,ama devamlı dur daha değil diye erteliyordum.Kısmet bugüne imiş.

Cennet mekan Abdülhamit han iktidarı süresince sadece gayrı Müslim ve Devleti Aliy-yi Osmaniye’yi parçalara ayırmak isteyenler değil,Kendi Dininden olanlardan da istemeyenler ciddi muhalefet edenler de vardı.Ama bunlar hata ettiklerini çok değil Kudretli Sultan tahttan zorla indirildikten hemen sonra fark etmiş pişmanlıklarını söylemiş durmuşlardı.Bunlardan en meşhurlarından biri de Mehmet Akif Ersoy dur. Bu kalemi güçlü şahsiyet daha sonra hatasını anlayarak birçok makale yazmış özür dilemiştir.Bu konuda birde şiir yazmıştır;

Nerdesin şevketlim, Sultan Hamid Han?
Feryâdım varır mı bârigâhına?
Ölüm uykusundan bir lâhza uyan,
Şu nankör milletin bak günahına.

Târihler ismini andığı zaman,
Sana hak verecek, ey koca Sultan;
Bizdik utanmadan iftira atan,
Asrın en siyâsî Padişâhına.

“Pâdişah hem zâlim, hem deli” dedik,

İhtilâle kıyam etmeli dedik;

Şeytan ne dediyse, biz “beli” dedik;
Çalıştık fitnenin intibahına. 

Dîvâne sen değil, meğer bizmişiz,
Bir çürük ipliğe hülyâ dizmişiz.
Sade deli değil, edepsizmişiz.
Tükürdük atalar kıblegâhına. 

 

Bundan zamanlar sonra Koskoca Osmanlı Devleti yıkılmış ve yerine Mustafa Kemal ATATÜRK önderliğinde genç Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştu.

Atatürk öldükten sonra siyasi çalkantılar başlasa da belli süre sonra Bir şahıs çıkmış ve “Yeter söz milletindir” sloganıyla Genç Cumhuriyeti çok partili dönemini başlatmıştır. Ama bu devasa gelişmelere rağmen aynı hastalık bedende zuhur eylemiş ve O nu ençok kendi görüşüne en yakın olanlar yaralamıştı.Hatta 1960 darbesinin Kudretli albayı bir anda Alparslan TÜRKEŞ adında Milliyetçi bir askerdi. Ama o ve onun gibi düşünenler yaptığı yanlışın farkına vardılar ki ,ömürleri boyunca bu elim olay üzerine hiç konuşmadılar,sahiplenmediler.

Rahmetli Turgut Özal dönemi de çok farklı mizaha sahne olmadı,Ama esas tiyatro Necmettin Erbakan’ın başbakanlık yaptığı 1994 seçiminde sahnelendi.(Benim yaşım itibari en net seyrettiğim için olabilir)

Konum ne bu Darbeleri veya teşebbüslerini incelemek nede üzerine fikir beyan etmek ben olaylara başka pencereden bakmak istiyorum.

1994 yılları ve devam eden yıllarda önce Refah partisi sonra kapatılınca Fazilet partisinde gençlik kolları başkanlık görevini onur duyarak yaptım. Kafam hep bir soruyla meşgul oluyordu,Söylemleri ve hassasiyetleri bu kadar yakın partiler olan Refah’la MHP neden aynı düzlemde el ele yürümezler veya daha başka Daha da yakın olan MHP ile BBP neden beraber olmazlar.O zaman bu sorumu kendimce büyüklerime sorduğumda MHP içinde iki gurup vardır O gurup esasen aynı gibi gözükselerde hassasiyet bakımından aynı görüşte değillerdir demişti anlayamamıştım.Muhsin başkan Rahmete erişince herkezce sağlığında değer vermeyenlerce de ve hala takdirle söz ediliyordu. Bende takdirle söz ediyorum benim sebebim,1993 ten 2003 e kadar geçen (Benim siyasi olarak faal içinde yaşadığım dönem)Bu ülkenin asli unsurları olan insanların hassasiyetlerine benim gibi değer vermesi siyaset gözetmemesi idi.

Açmak gerekirse 28 şubat döneminden önce başlayan ilk önce yıldırma politikası arkasından ise bazkı zulüm had sayfaya ulaşmıöştı.Oğlu askerde olan anne oğlunun yemin tören alanına Başında ki örtüsü ile giremiyor en hafifletilmiş olan tarzıyla bağlama şekli değiştirtiliyor du.

Oğlu şerefli Türk ordusunda ki bir Ast Subay olan baba oğlunun Subay gazinosunda ki düğününe sakalı dolayısı ile alınmıyor.Baş örtülü genç kızlarımız okulların önünde hiçbir taşkınlık hak gaspı yapmamalarına rağmen coplanıp yerlerde sürükleniyor du.Ve İktidar ortağı Milliyetçi olduğunu iddia eden parti hiç sesini çıkartmıyorken  BBp ve Refah kanadı sonuna kadar haklarını savunuyor ve partileri linç edilerek kapatılıyordu.

Hatta öyle bir duruma gelinmişti ki Cumhur başkanlığı seçimi için Refah partisinin destekleyeceğini açık şekilde beyan etmesine rağmen MHP millet vekili Sadi SOMUNCUOĞLU’nun Adaylık dilkekçesi vermesi yine aynı partinin Ordu milletvekili tarafından kameralar önünde Babası yaşında adamı tartaklatarak mani olunup MHP’li, bir Şahsın Cumhurbaşkanı olması engellenmişti.

Konumun esas söylemek istediğim bölümü geldi.O zamanlarda MHP ye gönül verdiğini iddia edenler,Hiç seslerini çıkarmadılar.Hatta Hükümet ortaklarından Ecevit’in eşi Rahşan hanım Eli kanlı insanlarla tokalaşmayı içime sindiremiyorum (MHP’liler) demiş.Adalet bakanı 2000 hakim kadroya aldık doğrudur Kendi partilimizden aldık doğrudur kendi partimizden almayıpta Ülkücülerden mi alsaydık sözünü etmiş(Dönemin tüm gazeteleri),Meclise halkın oyları ile gelen Başörtülü vekil Merve KAVAKÇI yemin ettirilmeyip dışarı atılırken MHP Antalya milletvekili Nesrin hanım başı açtırılıp meclise sokulmuş,Ülkede onlarca banka batırılıp yükü vatandaşa yüklenmiş,Ülke memurunun emeklisinin aylığını ödeyemez duruma gelip IMF den borç üstüne borç alınıyordu.Şimdi o günlerde sesi hiç çıkmayan bu olaylardan hiç rahatsızlık duymayan bazı Ülküdaş arkadaşlarımız.Bahçelinin Milli olanın yanında olmakta fayda var demesine büyük oranda içerlemiş sosyal medyada verip veriştiriyorlar.

Bakın son pişmanlık fayda vermez,Düne bakıp olanlara vermediğiniz tepkilere bir bakın ve bugün verdiğiniz tepkilerle bir karşılaştırın.

Her ne olursa olsun Ülkemizin huzur içinde bir seçim geçirmesini temenni ederim.

Selam ve dua ile….