1950’lerden sonra doğa koruma konusunda başlayan uluslararası faaliyetler, takip eden yıllarda bir dizi doğa koruma anlaşması ortaya çıkarmıştır. 
Ramsar Sözleşmesi de bunlardan birisidir. Bu sözleşme ile, özellikle su kuşlarının  uluslararası öneme sahip yaşam alanları belirlenmiş, bu alanlar Ramsar alanları olarak ilan edilmiş  ve korunmaları konusunda gerekli çalışmalara yapılmaya başlanmıştır. Ancak Türkiye; göller ve sulak alanlar açısından son derece zengin ve şanslı bi ülkeyken, bu değerlerini kullanamayan ve kıymetini bilmeyen bir ülke konumundadır Antalya'da bu şansını en kötü kullanan şehirlerden birisidir. Göller Yöresinin bir parçası olduğu halde, hem Antalya, hem de Göller Yöresi göllerinin çoğunu kaybetmiştir. Antalya'nın en kötü durumdaki göllerinden biri Yamansaz Gölü olmuştur. Antalya'nın en kötü durumdaki göllerinden biri Yamansaz Gölü olmuştur. Yanmansaz, Kırkgözden batan suların, doğu yakasında çıkan suların oluşturtuğu sulak bir alan, halk diliyle bataklık alandır. Alandaki sular, traverten kayalardan süzülerek geldiği için kireç oranı son derece düşük sulardır. Yamansaz'ın büyük bir bölümü DSİ kanalıyla suları tahliye edilerek kurutulmuştur. Suları tahliye edilen Yamansaz'ın büyük bölümü önce tarım alanı haline getirilmiştir Yamansaz'ın büyük bölümü suları tahliye edilerek önce tarım alanı haline getirilmiştir. Su ve sazlarla kaplı alanın büyük bölümü kurutulunca Kemerağzı köylülerinin tarım yapması sağlanmış ve köylüler göl alanının üzerinde tarım yapmaya başlamıştır. Bu alanlar zamanla seraya dönüşmüş, cam ve plastik serada üretim yapmaya başlamışlardır. Göl alanı daha sonra imara açılmış ve kooperatiflere tahsis edilmiştir Köylülerin tarım yaptığı göl alanı; Antalya kentine dahil edilince yapılan planlamalar sonunda imara açılmış ve kooperatiflere tahsis edilmiştir. Şu anda ise kooperatiflerin büyük bir bölümü apartman, villa vb nitelikte konut ve işyerleri inşaa etmiş ve göl üzerinde Antalya'nın yeni bir mahallesi oluşmuştur. Apartmanların arasında sazlar "biz göl bitkisiyiz, ben gölün üstündeyim"demektedir. Çevrecilerin baskısıyla gölün 1/3'lük gibi çok küçük bir bölümü korumaya alınmıştır Gölün korunması için çevrecilerin yaptığı çalışma sonucunda gölün sularının en yoğun olduğu 1/3'lük gibi çok küçük bir bölümü korumaya alınmıştır.
Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 10.02.1994 gün ve 2120sayılı; 29.04.1998 gün ve3791 sayılı; 24.06.2005 gün ve 487 sayılı kararları ile Yamansaz'ın ortasındaki 1/3'lük alan I.Derece Doğal Sit alanı, gölü çevreleyen doğal traverten alan ise I.ve III.Derece Arkeolojik Sit alanı ve etkileme geçiş alanı olarak belirlenmiştir. 1998'li yıllarda bina inşaatları hızla başlamıştır. Korumaya alınmış olmakla birlikte bina inşaatları hızla başlamış, öncelikle büyük kooperatif binaları yapılmış ve binalarda insanlar yaşamaya başlanmıştır. Göl üzerine yapılan binalarda yan yatmıştır Göl üzerine yapılan binalarda yan yatan  binalar mevcuttur. Alanın yapılaşmaya uygun olmamasına rağmen, tıpkı Yalova'da bataklık üzerine kurulup Marmara depreminde bataklığa gömülen binalar gibi binalar inşaa edilmiştir. Bu tehlikeyi hiç kimse görmezden gelmemeli; "Yamansaz Yalova olmamalıdır!" Binalar yapılmasıyla birlikte yol ihtiyaçları ortaya çıkmış ve göl üzerinde yollar açılmıştır Binalar yapılan göl üzerinde hem mahalle arası yollar, hem de mahalleyi çevreleyen yollar yapılmış, asfaltlanmış göl üzeri yol ağlarıyla örülmüştür. Şu anda Antalya'nın yeni ve büyük bir mahallesi göl üzerine kurulmuştur Antalya'nın doğusunda koskoca bir göl bir avuç kalmış ve gölün üzerinde bir mahalle oluşmuştur. Göl üzerindeki mahalleler dört bir yandan hızla genişlemeye devam etmektedir. Kentin bir mahallesi haline gelen Yamansaz Antalya'nın "kuş cennetidir." Yamansaz Gölü, Antalya kent merkezine 14 km ve denize 2 km uzaklıkta olup, kısmen göl ve bataklık karakterinde yaklaşık 15 km2'lik büyüklükte tatlı su karakterinde sulak bir alandır. Kamuoyunda "Antalya Kuş Cenneti" olarak tanınan ve yapılaşma nedeniyle büyük bir baskı altında kalan alanın, güneyinde Akdeniz'in kumul karakterli alanları ve kumulun üzerindeki kendine özgü Lara çam ormanı, kuzeyde ise 40-50 m’ye kadar yükselen falezler ile çevrilidir. Oldukça iyi bir sulak alan olan Yamansaz, ilkbahardan başlamak üzere yaz dönemi boyunca su üstü bitkileri ile kaplıdır. Türkiye önemli kuş yollarının geçtiği bir bölge oluşu, değiþik ve çeşitli iklim koşuları göstermesi nedeniyle, zengin bir kuş faunasına sahiptir. Bu yüzden, Türkiye'de saptanan kuş türü sayısı 427'yi bulmaktadır. Bu kuş türlerinin 182'si yerli, 152'si yaz göçmeni, 68'i kış göçmeni ve 25'i de transit göçer statüsündedir. A.Ü. Yamansaz'da araştırma yapılmış ve kuş cenneti olduğunu bulgularıyla tescil  etmiştir. Bu araştırma 28 Ocak 1998-19 Mayýs 2000 tarihleri arasında, yaklaşık üç yıl sürmüş; 51 familyaya ait 161 kuş türü tespit edilmiştir. Bunlardan 31 familyaya ait 80 kuş türü Nonpasseres grubuna, 21 familyaya ait 81 kuş türü de Passeres grubuna aittir. Kaydı yapılan 161 kuş türünün54'ü yerli, 52'si yaz göçmeni, 40'ı kış göçmeni ve 13'ü transit göçer statüsündedir. iki türün 
(Chettusia leucura ve Sylvia conspicillata) statüsü ise belirlenememiştir. Diğer taraftan araştırma bölgesinde 14 familyaya ait toplam 23 amfibi ve sürüngen türü saptanmıştır. Söz konusu türlerin 4'ü kurbağa, 2'si kaplumbağa, 11'i kertenkele ve 6'sı yılan türlerinden oluşmaktadır. Belirlenen kuş türlerinin çoğunluğunun nesli tehlike altındadırA.Ü'sinin yaptığı araştırma sonuçlarına göre: "161 kuş türünün 95'inin geleceğinin tehlike altında olduğu görülmüştür.Bu türlerin Red Data Book kriterlerine göre dağılımı şöyledir:A.1.2 kategorisinde (Nesli çok büyük tehlike altında olanlar) 8 tür bulunmakta olup, bunlar münferit, izole ve küçük populasyonlar halinde yaşama savaşı vermektedir. Bu türlerden Alcedo atthis kesin, Falco eleonorae, Porphyrio porphyrio, Ceryle rudis ise muhtemelen sazlıkta kuluçka yapmaktadır.A.2 kategorisinde (nesilleri büyük tehlike altýnda olanlar) 23 tür bulunmaktadýr. Bunların da populasyon yoğunlukları sayıları gün geçtikçe azalan veya şu anda bölgesel dahi olsa bazı bölgelerde artık rastlanmayan türler bu gruba girmektedir.A.3 kategorisinde (nesli tehlike altýnda olan) 27 tür bulunmaktadır ve bunlar yurdumuzun büyük bir bölgesinde populasyon düzeyleri çok düşmüş olduğundan tehlikeye maruzdur.A.4 kategorisinde (nesli gizli tehlike altýnda) 30 tür bulunmaktadğr. Bunlar da bazı  bölgelerde çevre değiştirici müdahaleler sonucunda gizli olan tükenme tehlikesi altından çıkarak belirgin bir tehlike altına girilmesine neden olmaktadır.B.2 ve B.3 kategorilerine ait 8 kuş türü tespit edilmiş olup bunlar yurdumuzda kuluçka faaliyeti göstermeyen ve çalıþma alanımızda kışı geçiren ya da transit göç esnasında kullanan türlerdir.Çalışma alanı olarak seçilen ve son yıllarda Antalya'da rantı çok yüksek yerlerden biri haline gelen Yamansaz sulak alanını önemli kılan bir husus da; yıl boyu debisi aynı olan tatlısu varlğı, bitki ve besin maddesi zenginliği ve iklim koşulları yönünden amfibi, sürüngen ve su kuşlarına barınma beslenme ve korunma imkanı sağlamasıdır. Özellikle soğuk kış şartlarında Anadolu'daki göllerin donması sonucunda, buralarda kışlayan kşpopulasyonları Yamansaz Gölü gibi güney kıyılarımızda bulunan az sayıdaki sulak alanlarda barınmaktadır. Bu ve benzeri önemli fonksiyonları olan alanların korunması ve geliştirilmesi gerekmektedir."denilmektedir. Alanda inceleme yaptığımız 1 saatlik zaman diliminde 4-5 kez tüfek patlamıştır 
Alanda avcılar sürekli olarak av yapmaktadır. Günün her saatinde avcıları alanda bulmak mümkündür. Alanda boş tüfek kovanları da her yerde mevcuttur. Avcılar da gölün içinde zulada av yapmak için yol oluşturmuştur. Avcılar avlanmak için gölün içine arabayla gire çıka, gölün ortasına kadar giden ve avcıları ve avcıların arabalarını sazlar arasına gizleyen yol oluşmuştur. Gölün geri kalanı hızla kurumaya başlamıştır Gölde su azalması çok hızlıdır. Gölün suları son 10-15 yılda geçmişte göl kıyısındaki yola kadar gelirken, şimdilerde yoldan 30 metrelere kadar çekilmiştir. Yamansaz sık sık yakılmaktadır ve yakılma mevsimi yaklaşmaktadırYamansaz'ın sık sık yakılma mevsimi yaklaşmaktadır. Göl alanının her türllü ranta açık olması nedeniyle, alanın sazlıkları her yıl bir kaç kez yakılmaktadır. Yangınlar da özellikle kuşların  kuluçka dönemlerinde olmakta ve yavru kuşlar diri diri yakılmaktadır.Yakmanın asıl amacı, göl alanının kuşlar için önemli olmasından rahatsız olmaları ve bu alandan kuşları temizlemek istemeledir. Yangınları bu nedenle çıkarmakta, itfaiye aracı göle girememekte ve kuş yavruları ve yuvaları yanmaktadır. Gölün içi ve çevresi çöplük gibidir her türlü atıklar içerisine atılmıştır Gölün içinde inşaat atıklarından plastiklere, ayakkabıdan boş fişeklere kadar her türlüsü bulunmaktadır. Göl çevresindeki mağaralar ilk insanlara hizmet eden tarihi sit alanlarıdı Göl çevresindeki mağaralar ilk insanlara hizmet eden tarihi sit alanlarıdır. Bu mağalar ve göl, ne yazık ki; kaderine terk edilmiş durumdadır. Antalya Valiliğini ve Çevre Bakanlığını acil olarak göreve davet ediyoruz Biz doğaseverler olarak; 2. Şubat Dünya Sulak Alanlar Gününde Antalya'nın yok olmak üzere olan kuş cenneti Yamansaz için Antalya Valiliğini ve Çevre Bakanlığını acil olarak davet ediyoruz. Alandaki temel sorunlar bellidir ve bu sorunlar ciddi önlemler alınarak giderilecek konumdadır. Yamansaz'ın güneyi Lara Kumul ormanları, ve daha da güneyinde Akdeniz'dir. Bu konumdaki bir alanın Türkiyenin önemli kuş alanı olarak tescil edilmesi, kuş gözlem istazsyonlarının kurulması ve Antalya'nın doğusunda kalan en yakın gölü olarak korunması gerekmektedir.
Editör: Haber EDİTÖR